26 Eylül 2009 Cumartesi

Sevgiye çağıran davet: Ezân





..:: YERYÜZÜNDEN EVRENLERE YANSIYAN MÜJDE: EZÂN ::..

Biliyorsunuz ezânın tam ismi Ezân-ı Muhammedî’dir. İnşirah Sûresi’nde Allah, Muhammed Peygamber’e “Senin şanını yücelttik” emri ile ezanı kastetmektedir. Dünya dönüyor ve 24 saat boyunca dünyamız üzerinde ezân çağıldıyor. Böylece her ân İlâhî Dâvet yeryüzünden evrenlere yansıyor.

Ezânla ilgili ilginç bir hatırlatma:

* Ezânda dört kez -AllahuEkber- denmesi insanın dört önemli unsuruna hitap eder:
Beden, Ruh, Kalb, Nefs.
* İki kez kelime-i tevhid (kelime-i şahadet): Biri ruha, biri kalbedir.
* İki kez namaza ve huzura davet: Biri nefse, biri gönledir.
Son olarak söylenen tevhid cümlesi ise bütünümüze birden hitap eden bir sentezdir. Yani ezânı dinleyen insanın dört unsuru birleşmiş, tevhide hazırlanmıştır.

Ezân Allah’ın Rahîm isminin bir yansıması olduğu için, yeryüzünün ve bütün evrenlerin rahmetidir. Dünyadaki bütün nimetlerin; havanın oksijenindeki dengenin bile sırrıdır. O olmazsa yalnız mânamız değil maddemiz de perişan olur.

Ezândan öncesini soranlara sözümü şudur:

Ezân mâna itibariyle hep vardı ve elestten beri okunur. Hz.Muhammed’in dünyaya gelişinden itibaren minarelere yansıdı. Bunu doğrulayacak bir kanıt bile var: Neil Armstrong Ay yüzeyine ayak bastığında ilginç, melodili bir ses işittiğini söylemiş. O ânda tanımlayamadığı bu sesin benzerini beş yıl sonraki Ortadoğu gezisinde işitmiş ve o zaman bu sesin EZÂN SESi olduğu ortaya çıkmıştır. Zaten NASA tarafından o âna ait kayıtlar incelendiğinde astronot Armstrong’ un ezân benzeri sesler duyduğu kesinlik kazanmıştır.

Kısaca ezân, yeryüzünden evrenlere yayılan müjdedir. Onu işitenler, kalblerinde ne derin bir huşû duyduklarını hatırlasınlar.

Ezânı yaratana binlerce hamdolsun.

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger