15 Eylül 2007 Cumartesi

NAMAZDA HUŞU 31


NAMAZDA HUŞU NASIL OLMALIDIR!!!!
Selamun AleykümKıymetli kardeşlerim;Rabbim (c.c) hepinizden binlerce defa razi olsun.Bu yazıda Rabbimizin Kur’anda bildirdiği Mü’minun suresinin iki ayetinden kısaca söz etmek istiyorum.İmamı Ahmet (r.a) rivayet ederki; Resulullaha vahiy nazil olduğunda onun yüzünün çevresinde arı vızıltısı gibi bir ses işitiliyordu.Bir süre sonra Resulullah kıbleye döndü.Ellerini kaldırdı ve şöyle dua etti.’’Allahım bize artır,eksiltme,bize ikram buyur,bizi hakir kılma.Bize ver bizi mahrum kılma,bizi tercih et, başkasını bize tercih etme,Bizden hoşnut ol ve bizi hoşnut eyle’’ buyurduktan sonra; bana 10 ayet nazil oldu ki kim onları yerine getirirse cennete girer dedi ve şu ayeti okuyarak devam etti. Sure 23/1- Gerçekten felah buldu o müminler. FELÂH: Murada ulaşmaktır. Hayırda sonsuzluk diye de tarif edilmiştir. Burada ALLAH (c.c.) Teâlâ, birinci ayetten onuncu ayete kadar olan bölümde yedi özelliği kendinde toplayan kimseler için kurtuluşun muhakkak olacağını müjdelemektedir ki, bu yedi özellikten birincisi imandır.Yani Amentü esasına dili ile ikrar kalbi ile tasdik eden mü’minler…Bundan sonra gelen ayetlerde de bu mü’minlerin özellikleri sıralanmaktadır.Asıl mes’elede aslında buradadır.Bizler şöyle bir düşünmeliyiz ki;ALLAH (c.c.) (c.c) kurtulacak mü’minlerin özelliklerini anlatıyor.peki bu özellikler acaba bende varmı yok mu? Bu ayette anlatılan mü’minlerin arasına girebiliyormuyum yoksa nekadar yakınım... Sure 23/2 Ki onlar namazlarında huşû içindedirler . Benimde özellikle üzerinde durmak istediğim ayet bu.Kıymetli kardeşlerimiz,hepimiz hamdolsun namazımızı kılıyoruz.Ama bu namazımızdan ne kadar feyiz alabiliyoruz,yada kıldığımız namazımız bizleri ne kadar kötülüklerden,hatalardan,yanlışlardan koruyabiliyor? Yada namazımızı ne kadar HUŞU ile kılabiliyoruz? Oysa Rabbimizin de ifade ettiği gibi Mü’minlerin temel özelliklerinden birisi de namazlarında HUŞU ile olmasıdır. Peki namazda HUŞU nedir? Huşu,Allah'a karşı korku ve sevgi ile boyun eğme ve bu duygu ile alçak gönüllülük ve tevazu gösterme.Namazda huşû kalbin tam olarak dış ilgilerden boşaltılıp, Allah'a bağlanması ile meydana gelir. O zaman gönül huzuru duyulur. Nebi (s.a.s) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: "Bana güzel koku, kadın sevdirildi. Namaz da gözümün nuru kılındı" (Nesâî, İşretu'n Nisâ l; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 111, 128, 199, 285, 1, 245, 255, 296).İşte bu kadar önemli olan bir konuda bizlerin yaptıklarını bir düşününüz? Evet Namaz hûşu ve hudû ile kılınmalıdır. Hûşu namazın sırrı ve ruhudur. Kur'anı Kerimde; "Allah'ın huzurunda tam hûşu ve hudû ile durun" buyurulmaktadır. (Bakara, 238) Bazı alimler hudû zahiri eğilmek, hûşu ise, manevi ve ruhi eğilmektir, derler (Haydar Hatipoğlu, Sünen-i İnn-i Mace Tercemesi ve Şerhi, c 3, s 348). Bazı Alimler ise, hûşu azalarla; hudû ise kalple olur, demişlerdir. Veya hûşu gözle, hudû diğer azalarla olur. Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- , "Hûşu ancak, namazda (uzuvlarını) hiç kımıldatmayan ve tevazu içinde olan kimseler için tahakkuk eder." buyurmuştur. Felah’ kurtuluş , namazlarını hûşu ile kılanlara mahsustur. Namazlarında hûşu'a riayet etmeyenler felaha eremezler. Hûşuun bulunmaması felahın da yokluğu demektir. Bu konuda Kur'anı Kerim; "Namazlarını hûşu ile kılan müminler kurtuluşa ermişlerdir." buyurulmaktadır. (Mü'minun,1,2) Kıymetli kardeşlerim ;Bu ayet-i kerime nazil olmazdan önce sahabe-i kiram namazda gözlerini gökyüzüne kaldırıyorlar, sağa sola bakınıyorlardı. Ayet-i Kerimenin nazil olmasından sonra artık gözlerini secde mahalline çevirmeye başladılar. Abdullah Bin Ömer bu ayet-i kerimenin izahında şöyle der: "Sahabe-i Kiram, namaz için ayağa kalktıklarında başka hiçbir şeyle ilgilenmezler, bütün varlıklarıyla kendilerini namaza verirlerdi. Gözlerini secde yerine dikerler ve Allah'ın kendilerine baktığını kabul ederlerdi." Namazda ayakta iken secde yerine, rükûda iken ayaklara, secdede iken burun ucuna, otururken iki elleri arasına bakmalıdır. Bu söylenilen yerlere bakıp ta gözler etrafa kaymazsa, namazda hûşu hali hasıl olabilir, kalp dünya düşüncelerinden kurtulabilir. El parmaklarını Rükûda açmak ve secdede bir birine yapıştırmak sünnettir. Bunlara dikkat edilmelidir. Parmakları açık veyahut bitişik bulundurmak, sebepsiz boş şeyler değildir. Bizler için İslamiyet'in sahibine uymak kadar büyük bir nimet yoktur. (Sadık Dânâ, Altınoluk sohbetleri 2, s 121). Bakınız HUŞU konusunda İslam büyükleri ne güzel ifadeler de bulunmuşlardır.Biri Hz. Ali'den hûşu nedir? diye sordu. Hz. Ali: Hûşu kalpte bulunan bir şeydir. Namazda iken donmuş gibi durup hiç bir yana bakmamak ve hiç bir şeyle ilgilenmemek hûşudandır.İbn-i Abbas (r.a) hazretleri diyor ki: Namazda hûşulu olan kişi Allah'tan korkan kişidir. Namaz kılarken de hareketsiz duran kişidir. "Hûşu olmayan namazda, lüzumsuz şeylerden kaçınılmayan oruçta, tertile riayet edilmeden yapılan kıraatte, günahlardan sakındırmayan amelde, sehavet ( sehavet:Cömert olmak. Parayı, malı hayırlı, iyi yerlere dağıtmaktan, lezzet almak.)bulunmayan malda, sıkı bağlılık bulunmayan kardeşlikte, ihlas olmayan duada hayır yoktur." buyurmuştur. Hz. Ebû Bekir (r.a) diyor ki: " Rasul-i Ekrem bir keresinde buyurdu ki: Münafıkça hûşudan Allah'a sığının. " sahabe-i Kiram " Münafıkça hûşu nedir? " deyince, dedi ki:" Görünüşte sükunet ve hareketsizlik vardır, ama içeride münafıklık olursa bu münafıkça hûşudur. Müslüman, namazını kalbi ve kalıbı beraber olarak kılmalıdır. Nitekim Hadis-i şerifte: "Kişinin kalbi ve bedeniyle beraber namazda hazır olmadıkça ALLAH (c.c.) o namaza bakmaz." buyurulur. Namazda her uzvun tevazu göstermesi ve kalbin de, ALLAH (c.c.) Teala'dan korku üzere olması lazımdır. Ya bizim namaz kılış şeklimiz? Aman Allahım bu ayetlerin ve hadislerin neresine koyacağız namazımızı.Oysa huşu ile kılınan namazların kişiyi koruyacağını da yine rabbimiz ifade ediyor.Bakınız sure-29/45- Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. ALLAH (c.c.) yaptıklarınızı bilir . Haşa Rabbimiz namaz koruyucudur diyor.Peki neden korumuyor? Şu hadise bakınız dostlar.Resul buyurdu ki ‘’Kişinin kıldığı namaz onu çirkin hareketlerden ve kötü huylardan menedemiyorsa o namaz onun Allahtan uzaklığını artırmaktan başka bir şey değildir.‘’Nice namaz için ayakta duranlar vardırki,kendilerine yorgunluktan başka bir şey vermez’’.’’ . Allahımm şu ifadedeki tehdide bakınız !!!Aynı şekilde rabbimiz de buyuruyor ki Sure 107/ 4- Vay haline o namaz kılanların ki, 5- Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler.6- Gösteriş yaparlar onlar.’’ Evet dostlar işte hüküm bunlar.Öyleyse hepimiz kıldığımız namazlarımızı tekrar bir gözden geçirmek durumundayız.Nereder hata yapıyoruz.Namazımızı tadili erkanına uygun,adabına uygun kılıyormuyuz? Eksiklik kıldığımız namazda mı,bizdemi bunu iyi bilmeliyiz. Şimdi diyorum acaba bizim kıldığımız namazlarımız neden bizi yanlışlardan alıkoymuyor? Neden hala faiz yiyebiliyor Müslüman!!!Hala alkol,kumar!!Neden hep dedi-kodu,yalan,gıybet,vb.yapıyoruz.Hemde abdestli abdestli namazdan cıktıkdan sonra.Allahım!!!!!Allahımm bu ne gaflet Allahımm!!! Yarab bizi nefsimizle baş başa bırakıp ibadetinden gafil olanlardan eyleme Allahım !!! Şu teslimiyete bakınız arkadaşlar !! Hz. Hasan Basri (r.a.) abdest aldigi zaman yüzünün rengi değişirdi. Biri ona, "Bu hal nedir?" diye sorunca, "Büyük ve Cebbar olan bir Allah´ın huzuruna çikma zamanı gelmiştir" buyurdu. Abdest alıp mescide gidince mescidin kapısına durup,"Allah´ım senin kulun kapında hazırdır. Ey ihsan eden (iyilikle davranan) Rabbim, amelleri kötü olan (kulun) Sen´in kapında hazırdır. Sen, bizden, iyi olanların kötüleri affetmesini emrettin. Sen iyilik sahibisin, ben ise kötülük isteyenim. Ey Kerim olan Rabbim, benim, çirkin hareketlerimi, Sende olan güzellikler hürmetine bağışla" der, sonra mescide girerdi . Ya bizler namaz için camiye yüksek sesle, gürültülü,patırtılı şekilde elimiz cebimizde giriyoruz.Cami adabına bile uymuyoruz. Hatta hoca efendi de namazı çok uzattı diye içimizden sitem bile ediyoruz.Hz. Ali (kerremellahu vechehu) hakkında şöyle bir rivayet naklediliyor: "Namaz vakti geldiğinde yüzünün rengi değişir, vücudu titremeye başlardı. Bir sebebini sorunca şöyle buyurdu: "Yerlerin ve göklerin kaldıramadığı emanetin hakkını ödeme zamanı geldi. Dağların bile kaldırmaktan aciz kaldığı emanetin hakkini acaba eda edebilirmiyim yoksa edemezmiyim? bilmiyorum" dedi .Değerli kardeşlerim! İşte tefsiri edilen ayette kurtulanlar olarak belirtilen Mü’minlerin namazlarında ki hallerinden bir kesit aktarmaya çalıştım.Rabbimiz bizleri ve tüm kardeşlerimizi ibadetlerini huşu ile eda edenlerden eylesin.rabbimiz bizleri de ayatte geçen ve kurtulanlardan eylesin….

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger