22 Eylül 2007 Cumartesi

NAMAZIN BAŞTAN SONA ANLAMI

NAMAZIN BAŞTAN SONA ANLAMI


Namaza başlamadan önce niyet edildikten sonra


أَعُوذُ بِااللهِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجِيمِ Euzu: Sığınırım billâhi: Allah’a mineşşaytânirracîm: Şeytanın şerrindenEuzubillâhimineşşaytânirracîm = Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırımبِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ Bismillâhi : Allah’ın ismiyle başlarım Bismillâhirrahmânirrahîm = Allah’ın adıyla namaz kılmaya başlarım dedikten sonra iftitah tekbiri ve diğer tekbirlerdeاللّهُ اَكْبَرُAllâh’u Ekber = “Allah en büyüktür” der.


SÜBHANEKE DUASI
سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، وَتَبَارَكَ اسْمُكَ، وَتَعالَى جَدُّكَ وَلاَ إلَهَ غَيْرُكَSubhâneke:seni her çeşit noksan sıfatlardan takdîs ederimAllahumme : Allah’ımve bi hamdike:ve hamdim sanadır tebâreke’smuke :ve Senin ismin mübârekteâlâ ceddüke : Azametin yücedir.lâ ilâhe gayruke :senden başka ilah da yokturHz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza (iftitah tekbiri ile) başlayınca şunu okurdu: “Subhâneke Allahümme ve bihamdike ve tebâreke’smüke ve teâlâ ceddüke ve lâ ilâhe gayruke. (Allah’ım seni her çeşit noksan sıfatlardan takdîs ederim, hamdim sanadır. Senin ismin mübârek, azametin yücedir, senden başka ilah da yoktur).”[1]


اللّهُ اَكْبَرُ كَبِيراً وَالْحَمْدُللّهِ كَثِيراً وَسُبْحَانَ اللّهِ بُكْرَةً وَأصِيً
Allahu ekber kebîrâ:Allah, büyükte büyüktürvelhamdu:Hamdimizlillâhi :Allah’a kesîrâ :Çoktursubhânallâhi :Tesbihimiz Allah’adır.bukraten ve asîlâ :Sabah ve akşamİbnu Ömer (radyallahu anhumâ) anlatıyor: “Biz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden:”Allahu ekber kebîrâ, velhamdü lillâhi kesîrâ, subhânallâhi bükraten ve asîlâ (Allah, büyükte büyüktür, Allah’a hamdimiz çoktur, sabah akşam tesbihimiz Allah’adır!” dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) efendimiz:”Bu sözleri kim söyledi?” diye sordu. Söyleyen adam:”Ben, ey Allah’ın Rusûlü” dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesellâm) efendimiz:”"O sözler hoşuma gitti. Sema kapıları onlara açıldı” buyurdu. İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) der ki: “Söylediği günden beri o zikri okumayı hiç terketmedim.”[2]

FATİHA SURESİ

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِاَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ العَالَمِينَ () الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ () مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ () إيَّاكَ نَعْبُدُ وإيَّاكَ نَسْتَعِينُ () اِهْدِنَا الصِّراطَ الْمُسْتَقِيمَ () صِرَاطَ الَّذِينَ أنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّيِنَElhamdulillâhi: Hamd Allah’a aittir. Rabbilâlemin: Alemlerin Rabbi Errahmânirrahîm: Rahman Rahim Mâliki yev midîn : Din gününün sahibi İyyake : Ancak sana na’budu: kulluk ederiz Ve iyyake: ve ancak senden nestaînu: isteriz İhdina : Bizi ulaştır essirâta: yola elmustekime: Dosdoğru sirâta: yoluna ellezîne: kimselerin En amte: Nimet verdiğin Aleyhim: kendilerine ğayrilma’dubi: gazap olunanların değil aleyhim: kendilerine ve La: ve değil eddâllîne: sapıtmış olanlarınRahmân Rahîm Allah’ın ismi ile.Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahîm ve din günü (kıyâmet günü)nün sâhibi olan Allaha mahsûsdur. Yalnız sana ibâdet eder, yalnız senden yardım isteriz. Bizi doğru yola, kendilerine ni’met verdiklerinin yoluna ilet. Gazâba uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil.

Rükuda okunan duanın manası

سُبْحَانَ رَبِّىَ الْعَظِي

Sübhâne Rabbiyel AzîmSubhâne : seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim Rabbiyel Azîm : Yüce Rabbim.İbnu Mes’ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Sizden biri rükû edince üç kere “Sübhâne rabbiyel azîm (Büyük Rabbim (her çeşit kusurdan) münezzehdir” desin. Bu, en az miktardır. Secde yapınca da üç kere “Sübhâne Rabbiye’l a’lâ (Ulu Rabbim (her çeşit kusurdan) münezzehdir” desin. Bu da en az miktardır.”[3]

سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى

Subhâneke :seni her çeşit noksan sıfatlardan takdîs ederimAllâhumme:Allah’ım ve bi hamdike:ve seni överimAllâhummeğfirlî:Allah’ım beni bağışlaŞu zikirleri de söylemesi sünnettir. “Subhâneke_llâhumme ve bi hamdik. Allâhumme_ğfirlî.”[4]“Allah’ım! Seni överek tesbih ederim. Beni bağışla.” veyaسُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ المََئِكةِ وَالرُّوحِSubbuhun:MünezzehsinKuddusun:mükaddessin Rabbu’lmelâiketi:meleklerin rabbisinve’r Ruhi: ve ruhunMüslim, Ebû Dâvud ve Nesâî’de gelen bir rivâyette şöyle denir: “Resûllullah (aleyhissalâtu vesselâm) rükû ve secdesinde şöyle derdi: “Subbûhun kuddûsün Rabbü’lmelâiketi ve’r-Rûhi, (Münezzehsin, mükaddessin, meleklerin ve Ruh’un Rabbisin)”.

Rükudan doğrulunca

سَمِعَ اللّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ Semiallâhu limen HamidehSemiallâhu: Allah duyar. limen Hamideh : kendine hamd edenleri رَبَّناَ لَكَ لْحَمْدُRabbena: Rabbimiz lekel hamd : hamd yalnız sana özgüdür.حَمْداً كَثِيراً طَيِّباً مُبَارَكاً فِيهِاَلْحَمْدُ ِللهِاللّهُ اَكْبَرُAllah’u ekber:Allah en büyüktür Elhamdü lillâhi:Hamd Allah’a aittir. hamden: Hamdlerkesîran:çok tayyiben:temiz mubâreken:kutlu fihi :onaHz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz kılarken nefes nefese bir adam geldi ve:”Allahu ekber, Elhamdü lillâhi hamden kesîran tayyiben mubâreken fîhi. (Allah büyüktür, çok temiz ve mübârek hamdler Allah’adır!)” dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazı bitirince:”Şu kelimeleri hanginiz söyledi?” diye sordu. Cemaat bir müddet sessiz kaldı, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): “(Kim söylediyse çekinmesin, benim desin), Zîra fena bir şey söylemiş değil)” dedi. Bunun üzerine adam:”Ben, ey Allah’ın Resûlü!” dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da:”Ben on iki melek gördüm. Her biri, bu kelimeleri (Allah’ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı.”[5]

Secdede iken

سُبْحَانَ رَبِّيَ اْلاَعْلي Sübhâne Rabbiyel âlâSubhâne: sen bütün noksanlılardan uzaksın Rabbiyel âlâ : Yüce Rabbim (Yüceler yücesi Rabbimin huzurunda ben eğiliyorum ve alnımı yere koyuyorum) سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى Subhâneke_llâhumme ve bi hamdik. Allâhumme_ğfirlî.[6]“Allahım! Seni överek tesbih ederim. Beni bağışla.” veyaسُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ اْلمَلإَِكَةِ وَالرُّوحِ Subbûhun, kuddûsun, Rabbu_l-Melâiketi ve_r-Rûh.[7] “Her türlü kötülükten beri olan, Mübarek olan, Meleklerin ve Rûh’un Rabbi.”


İki secde arasında

اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى Allâhummağfirlî = Allah’ım beni affet اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى وَارْحَمْنِى وَاجْبُرْنِى وَاهْدِنِى وَارْزُقْنِىAllahumme:Allah’îmiğfirli: bana mağfiret etve’rhamnî:merhamet etve’cburnî:beni zengin kıl ve’hdinî :bana hidâyet verve’rzuknî :bana rızık ver.İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) iki secde arasında: “Allahümme’ğfir lî ve’rhamnî, ve’cbürnî, ve’hdinî ve’rzuknî. (Allah’ım bana mağfiret et, merhamet et, beni zengin kıl, bana hidâyet ver, bana rızık ver) derdi”.[8]


TAHİYYAT DUASI

اَلتَّحِيَّاتُ لِلَّهِ وَالصَّلَواَتُ وَالطَّيِّبَاتُ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ اَيُّهَا النَّبِىُّ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ اَلسَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِاللهِ الصَّالِحِينَ اَشْهَدُ اَنْ لآاِلَهَ اِلاَّالله وَ اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًعَبْدُهُ وَرَسُولُهُEttehiyyâtu:dualar lillâhi:Allah’a aittir vessalevâtu: saygılarvettayibât:ve temiz şeyler Esselâmu:selamaleyke:sanaeyyühen-Nebiyyu: ey peygamber ve rahmetullahi:ve Allah’ınrahmeti ve berakâtuhuh:ve bereketi de Esselâmu:selam aleynâ:bize ve alâ:ve üzerlerineibâdillâhis-Sâlihîn:Allah’ın Salih kullarına Eşhedu:Tanıklık ederim en lâ ilâhe:İlah yokturillallâh:Ancak Allah vardırve eşhedu:ve tanıklık ederimenne:şüphesizMuhammeden abduhû:Muhammed onun kuluve Rasuluh: ve resulüdür.“Ettehiyyâtü lillâhi vessalevâtü vettayibât. Esselâmü aleyke eyyühen-Nebiyyü ve rahmetüllahi ve berakâtühüh. Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis-Sâlihîn. Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Rasülüh.” “ Saygılar dualar ve temiz şeyler Allah’a aittir. Selam sana da ey peygamber Allah’ın rahmeti ve bereketi de. Selam olsun bize ve Allah’ın Salih kullarına. Tanıklık ederim Allah’tan başka ilah olmadığına ve tanıklık ederim muhammedin onun kulu ve elçisi olduğuna.”[9]

ALLAHUMME SALLİ

اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِ مُحَمَّدٍ * كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَ عَلَى آلِ
اِبْرَاهِيمَ * اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ *Allâhumme:Allah’ımsalli:merhamet etalâ Muhammedin:Muhammed’eve alâ âli Muhammed: onun evlat ve yakınlarına da Kemâ salleyte: merhamet ettiğin gibialâ İbrahimeve alâ âli İbrahim:ve ibrahim’in yakınlarınaİnneke:şüphesiz ki senhamidun:övülmeye layıkmecîd:şanı yüce olansın“Allah’ım ibrahime ve yakınlarına rahmet ettiğin gibi muhammed’e onun evlat ve yakınlarına da rahmet et; muhakkak ki sen övülmeye layık ve şanı yüce olansın.”

ALLAHUMME BARİK

اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ عَلَى الِ مُحَمَّدٍ * كَمَا بَارَكْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَ عَلَى
آلِ اِبْرَاهِيمَ * اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ *Allâhumme:Allah’ımbarik:Mübârek kılalâ Muhammedin: Muhammed’ive alâ âli Muhammed: ve yakınlarınıKemâ barekte:mübârek kıldığın gibialâ İbrahîme: İbrahimive alâ âli İbrahim:ve yakınlarınıİnneke:şüphesiz ki senhamidun:övülmeye layık mecîd: şanı yüce olansın“Allah’ım Muhammedi ve yakınlarını, İbrahimi ve yakınlarını mübârek kıldığın gibi mübârek kıl; şüphe yok ki, övülmüş yalnız sensin, gerçekten şan ve şeref sahibi de sensin.”


RABBENA ATİNA


رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَ فِي اْلآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ بِرَحْمَةِكَ يأ اَرْحَمَراَّحِمِينَ
Rabbenâ: Allah’ım Âtina: bize ver fid’dunyâ: dünyada haseneten: iyilik ve fil’âhirati: ve ahirette haseneten: iyilik ve kinâ : ve bizi koru azâbennâr: cehennem azabından Birahmetike : bize merhamet et yâ Erhamerrahimîn : ey merhametlilerin en merhametlisi.“Allah’ım, Rabbimiz bize dünyada da iyilik ver ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru, bize rahmetinle muamele et. Ey merhametlilerin en merhametlisi!”

RABBENA FİRLİ




رَبَّنَا اغْفِرْ لِى وَ لِوَالِدَىَّ وَ لِلْمُؤمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ اْلحِسَابِRabbenâğfirlî :Allah’ım beni bağışlave li-vâlideyye:anne ve babamıve lil-Mü’minine : ve bütün mü’minleri yevmeyekûmu’l hisâb: hesap gününde bağışla“ Allah’ım beni bağışla, anne ve babamı, ve bütün mü’minleri hesap gününde bağışla”İbnu Abbâs (radiyallahu anhümâ) hazretleri anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) teşehhüdden sonra şunu okurdu: “Allahümme innî eûzu bike min azâbi cehennem ve eûzu bike min azâbi’lkabri ve eûzu bike min fitneti’d-Deccâl ve eûzu bike min fitneti’lmahyâ ve’lmemât. (Allahım, ben cehennem azabından sana sığınırım. Kabir azabından da sana sığınırım. Deccal fitnesinden de sana sığınırım, hayat ve ölüm fitnesinden de sana sığınırım)”.[10]اللَّهُمَّ إنِّى أعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ جَهَنّمَ وَأعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ وَأعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الدَّجَّالِ وَأعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ المَحْيَا وَالمَمَاتِAllahümme:Allah’ıminnî: beneûzu: sığınırımbike:sanamin azâbi cehennem:cehennem azabındanve eûzu:ve sığınırımbike:sana min azâbi’lkabri:kabir azabındanve eûzu: ve sığınırımbike:sanamin fitneti’d-Deccâl:Deccal fitnesindenve eûzu :ve sığınırımbike:sanamin fitneti’lmahyâ :hayat fitnesindenve’lmemât:ve ölümAbdullah İbnu Amr İbni’l-As (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a, Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh) gelerek:”Bana namazda okuyacağım bir dua öğret” dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu duayı okumasını söyledi:”Allahümme innî zalemtü nefsî zulmen kesîran ve lâ yağfiru’zzünûbe illâ ente fa’ğfir lî mağfireten min indike verhamnî inneke ente’lğafûru’rrahîm. (Allahım ben nefsime çok zulmettim. Günahları ancak sen affedersin. Öyle ise beni, şanına layık bir mağfiretle bağışla, bana merhamet et. Sen affedici ve merhamet edicisin”.[11]اللَّهُمَّ إنِّى ظَلَمْتُ نَفْسِى ظُلْماً كَثيراً وَلاَ يَغفِرُ الذُّنُوبَ إلاَّ أنْتَ فَاغْفِرْ لِى مَغْفِرَةً مَنْ عِنْدَكَ وَارْحَمْنِى إنَّكَ أنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُAllahümme:Allah’ıminnî:ben zalemtü:zulmettimnefsî :nefsime zulmen kesîran:çok zulümve lâ :yoktur yağfiru:affedecekezzünûbe:günahlarıillâ :ancakente:sen varsınfa’ğfir lî :beni bağışlamağfireten :mağfiretlemin indike:şanına layıkverhamnî :bana merhamet etinneke :şüphesiz ki senente’lğafûru’rrahîm:sen merhamet edicisin.السَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللهِEsselâmu Aleykum ve Rahmetullah: Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun der ve namazdan çıkar.

KUNUT DUALARI


Peygamberimizin olağan üstü olaylarda ve felaketlerde ikindi, akşam, yatsı namazlarında dördüncü rek’atte ve sabah namazlarında da ikinci rek’atte rükudan doğrulunca zaman zaman kunut duası yaptığına dair rivayetler bulunmaktadır. [12]Sabah namazında ikinci rekatin rukundan kalkınca kunut duası okumak sünneti müekkededir. [13]Enes (r.a.) diyor ki: Resulullah (s.a.v.) dünyadan ayrılıncaya kadar sabah namazında kunuta devam etti. [14]اللَّهُمَّ اهْدِنيِ فِيمَنْ هَدَيْتَ وَعَافِنيِ فِيمَنْ عَافَيْتَ وَتَوَلَّنِي فِيمَنْ تَوَلَّيْتَ وَباَرِكْ ليِ فِيماَ أَعْطَيْتَ وَ قِنيِ شَرَّ ماَ قَضَيْتَ فَإِنَّكَ تَقْضِي وَلاَ يُقْضَي عَلَيْكَ وَإنَّهُ لاَ يَذِلُّ مَنْ ولَيْتَ تَبَارَكْتَ رَبَّناَ وَتَعَالَيْتَAllahummehdinî :Allah’ım bana hidayet etfîmen :kimseler içindehedeyte :hidayet ettiğinve âfinî :ve bana afiyet verfîmen :kimseler içindeâfeyte :afiyet verdiklerinve tevellenî : ve bana sahip çıkfîmen :kimseler içindetevelleyte :sahip çıktıklarınve bârik lî :ve bereket verfîmâ a’teyte :bana verdiklerindevekınî :beni koruşerre mâ kadayte :kaza ve kaderinin şerrindenfe inneke :şüphesiz sentakdî :hükmedersinve lâ yukdâ :ve kimse hükmedemezaleyke : sana veinnehu :ve o kimselâ yezillu :zelil olmazmen vâleyte :sahip çıktığıntebârekte :mübareksinRabbenâ :Rabbimiz ve teâleyte :ve yücesin.Hasan b. Ali (r.a.) diyor ki, Resulullah (s.a.v.) şöyle dememi emretti: “ Allahummehdinî fîmen hedeyte ve âfinî fîmen âfeyte ve tevellenî fîmen tevelleyte ve bârik lî fîmâ a’teyte vekınî şerre mâ kadayte, fe inneke takdî ve lâ yukdâ aleyke ve innehu lâ yezillu men vâleyte, tebârekte Rabbenâ ve teâleyte.[15]“Allah’ım hidayet ettiklerinin arasında bana da hidayet et, afiyet verdiklerinin arasında bana da afiyet ver, sahip çıktıklarının arasında bana da sahip çık. Bana verdiklerine bereket ver. Beni kaza ve kaderinin şerrinden koru. Sen hükmedersin, kimse sana hükmedemez. Arka çıktığın hor olmaz. Rabbimiz mübarek ve yücesin.”[16
اَللَّهُمَّ إِنَّا نَسْتَعِينُكَ * وَ نَسْتَغْفِرُكَ وَ نَسْتَهْدِيكَ * وَ نُؤْمِنُ بِكَ وَ نَتُوبُ اِلَيْكَ * وَ نَتَوَكَّلُ عَلَيْكَونُثْنِىعَلَيْكاْلخَيْرَ كُلَّهُ نَشْكُرُكَ وَ لاَ نَكْفُرُكَ * وَ نَخْلَعُ وَ نَتْرُكُ مَنْ يَفْجُرُكَAllâhumme: Allah’ım innâ: biz nesteînuke: ancak senden isteriz ve nestağfiruke: ve sana istiğfar ederiz ve nestehdik: ve senden hidayet isteriz Ve nü’minü bike: sana iman ederiz ve netûbu: tevbe ederiz ileyk: sana Ve netevekkelu: ve tevekkül ederiz aleyke: ancak sana ve nusni: seni överiz aleykel-hayra: hayırlarla kullehu: bütün neşkuruke: sana şükrederiz ve lâ nekfuruke: ve sana küfretmeyiz ve nahleu:uzaklaşırız ve netruku: ve terk ederiz men yefcuruk: fısk ve fücür eden kimseyiEy Allah’ım! Biz senden yardım dileriz. Sana istiğfar ederiz. Senden hidâyet isteriz. Sana îmân ederiz. Sana tevbe ve sana tevekkül ederiz. Bütün hayrlarla seni överiz. Sana (ni’metlerine) şükreder, küfrân-ı ni’met etmeyiz. Sana karşı fısk ve fücur edeni atar ve terk ederiz.
اَللَّهُمَّ اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ لَكَ نُصَلِّى وَ نَسْجُدُ * وَ اِلَيْكَ نَسعْىَ وَ نَحْفِدُ * نَرْجُو رَحْمَتَكَ وَ نَخْشَى عَذَابَكَ * اِنَّ عَذَابَكَ بِاْلكُفَّارِ مُلْحِقٌ *Allâhumme: Allah’ım iyyâke: ancak sana na’budu : kulluk ederiz ve leke:ve sana nusalli: namaz kılar ve nescudu: secde ederiz ve ileyke: ve ancak sana nes’a: iltica eder ve nahfidu: sana yönelir nercû: ümit ederiz rahmeteke: senin rahmetini ve nahşâ: korkarız azâbeke: azabından inne: muhakkak ki azâbeke: senin azabın bilkuffâri: kafirleri mulhik: çevrelecektir.Ey Allahım! Ancak sana ibâdet eder, namâz kılar, secde eder, sana koşar ve iltica ederiz. Rahmetini recâ (ümîd) eyler ve azâbından korkarız. Çünkü senin azâbın gerçeği örten kâfirlere mutlaka ulaşır

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger