1 Ekim 2007 Pazartesi

Beyin Formatlama Namazı!.. VİTR

Beyin Formatlama Namazı!..

Üniversite yıllarım… Bir grup arkadaşla Konya’dan İstanbul’a değerli bir alimi ziyarete geldik. Akşam bürosunda sohbetini dinliyoruz. Yatsı ezanı okunuyor.

Vaktinde kılınan namazın paha biçilmez kıymetine işaretle: “Haydi namazı eda edelim” buyuruyor. Israrlara rağmen imam olmayınca üzerime yüklediği imamet görevini yaparken arkamdaki zatın manevi ağırlığını omuzlarımda hissediyorum.

Farzdan sonra Vitri de kılıp tesbihat için yüzümü onlara döndüğümde: “Evlat, Vitrin zamanı gece yarısı; Teheccüd vaktidir!.. Rasülümüz ümmete kolaylık olsun diye yatsının peşine eklemeye izin verdi. Biz gece yarısı kılarız. Sen de öyle yapmaya çalış, olmaz mı?” diyor. Namaz sonrası biraz daha sohbet edip hayır duasını alarak ayrılıyoruz.

O günden sonra, yatsının hemen peşine iliştiriverdiğimiz Vitir Namazı hakkında hep düşünmüşümdür. Ezanı olmayan, beş vakit dışında ama Vacip sayılan, yatsıya eklense de asıl vakti gecenin içine yayılan bu namaz neyi işaret ediyor? Önemi ve getirisi ne?

Bunlar üzerine tefekkür ederken Tasavvuf literatüründe VİTRİYET kavramıyla tanışıyorum. Hakikat yolunda vitriyet mertebesi zirve!... Pek az kula nasip olan makamı konuşmak değil konumuz. Vitir Namazında ne saklı, onu anlamaya çalışacağız. Beş vakit namazda olmayan bir uygulama var vitirde: Üçüncü rekatın rükuuna gitmeden önce tekbir alınıyor ve Rasülullah(s.a.v)den kuvvetli rivayetlerle gelen Kunut Duaları okunuyor. Allah Rasülü bu namazı kılarken tam rükua eğileceğinde birden bire secde mahallinde alev alev yanan cehennem ateşini görmüş. Bunun üzerine yeniden tekbir alarak iki dua okumuş. Aşama aşama vitrin bâtınındaki manaları sezmeye çalışalım:

1-Yeniden Tekbir, Yeniden İman: İftitah Tekbiri; dünyevi değerlerin arkaya itilmesi, benliğin kırılarak sadece Allah’ın Sübhan oluşu bilinciyle öze yöneliş demek. İkinci tekbiri “Ey tekbir alan kulum, yeni bir tekbir daha al” şeklinde düşünürsek, ”Ey İman Edenler (B sırrı ile yeniden ) Allah’a iman ediniz” ayetindeki bilince bu tekbirle kapı aralanabileceğini hissediyoruz. İkinci tekbirle bizleri ayrı, özgün bir farkındalığa davet ediyor Rabbimiz. Bunu nereden mi anladık? Devam edelim….

2-Kullukta Sebat: Okunan duaların adı: KUNUT!... Kunut Arapça Ka-Ne-Te kökünden geliyor. Kanete; İhlasla Bağlılığını sürdürmek, Kullukta Devamlılık-Sebat demek. Kanete kökünden bir kelime olan “KÂNİTİYN=Kullukta ihlasla sebat gösterenler” ifadesini bir de ayetlerde görelim:
-Namazlara ve orta namaza devam edin. Kânitiyn olarak: Allah’a gönülden boyun eğerek yönelin. (Bakara/238)
-"Ey Meryem, Rabbin için Kânit olarak; ihlaslı ve amelde sebatlı olarak Secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et."(A.İmran/43)

Rasül rükua varınca cehennem gösterildi ya, kullukta müdavim olduğunu göstermek, bağını tazelemek üzere Rabbe yöneliş elzem oldu. İşte onun için Rahmet-i Rabbaniden yeni-diri bir güç elde ederek kulluk bilincini pekiştirmek üzere bu dualar okunuyor. Başlıkta yer alan Beyni Formatlama manası ile bu namazın ne alakası var? Açalım;

3-Abdiyyet Sözleşmesi: Kunut Dualarının ilki şöyle başlar;“Allahumme inna Nesteıynuke,ve Nesteğfiruke ve Nestehdiyk ve Nu’minü bike ve Netuubu ileyke ve netevekkelü aleyk!…”. İkincisi:“Allahumme iyyeke nabudu ve leke nusalliy,ve nescudu ve ileyke nes’a…..” diye devam eder. Birinci dua; İSTİÂNE, İkincisi TEABBUD ifade ediyor. İstiâne:Yardım ve Başarı isteğinin sadece Allah’a yöneltilmesi demek. İstiâne kavramı Fatihadaki VE İYYAKE NESTAIYN ayetinden gelişmiş.İyyake Nestaıyn: Sadece ve sadece senden yardım dileriz, demek.

Fatihadaki İYYAKE NA’BUDU den mülhem TEABBUD ise; Kulluk anlamında….
Abdiyyet(kulluk) mertebesinin Risaletten daha öncelikli ve üstün olduğunu Kelime-i Şehadetin MUHAMMEDEN ABDUHU VE RASÜLÜHÜ şeklinde tertibinden biliyoruz.

Şu halde, Vitir namazı ve onda okunan Kunut Duaları; Fatiha Suresinde yer alan İSTİÂNE VE TEABBUD SÖZLEŞMEMİZİN bir tekrarı, bilinç tazelemesi ve hatta yenilenmesi!... Kelimelerdeki anlam yenilenmeyi işaret ediyor:

-İnna Nestaıynuke: Sadece senden yardım dileriz.
-Ve Nestağfiruke: Sadece sana istiğfar eder,affımızı isteriz
-Ve Nestehdiyke: Hidayeti sadece senden isteriz.
-Ve Nu’minu B ike: B sırrı ile sana iman ederiz.
-Ve Netubu İleyke:Sana tevbe ederiz.
-Ve Netevekkelu aleyke:Tevekkülümüz sadece sanadır.
-İyyake Na’budu: Sadece sana kulluk ederiz.
-Ve leke Nusalliy:Namazı, Salatı sadece senin için yaşarız.
-Ve Nescüdü:Sadece sana secde ederiz.
-Ve İleyke Nes’a: Çalışmamız, gayretimiz sadece sanadır.

Beynin,bilincin tamamen formatlanması ise Kunutta geçen bir kavramda saklı…

Okumaya çalışalım;

4- VE NAHLEU: Kendimizi Formatlarız: Kunutun ilk duasının “Ve Nahleu ve Netruku men yefcuruk” bölümündeki NAHLEU kavramı başlığa çektiğimiz anlamı işaret ediyor. Önce Nahleu kelimesinin kökü olan Ha-Le-A fiilinin sözlük anlamlarına göz atalım:HA-LE-A:

-Karısından boşanmak.
-Kefeni soyup çıkarmak.
-Hükümdarı tahtından azletmek.
-Hakimi, Kumandanı yerinden etmek.
-Bir şeyi kökünden, yerinden söküp tamamen çıkarmak.
-Hayvanın bağını çözüp salıvermek.
-Ekin başağının buğdayla dolu dolu hale gelmesi, olgunlaşması.
-Ağacın yeniden yapraklanması.

Ve Nahleu ve Netruku men yefcuruk, kısa ve öz anlamı şu: ”Sana karşı kötülük işleyenleri terk ederiz, uzaklaşırız, onların hakimiyetinden çıkarız. ”Özde düşünecek olursak dışarıda uzaklaşılacak birileri yok!.. İnsanın Hakikat yolculuğu kendinden kendinedir. O halde bu uzaklaşmayı, azletmeyi de kendimizde düşüneceğiz. Sözlük anlamlarından istifade ile NAHLEU yu yeniden anlamlandıralım:

Allah’ım! Hakikatimizi yaşamaya engel olan bütün bağlardan, bütün aidiyetlerden BOŞANIYORUZ. Özümüzdeki Hakka perde çeken örtülerden SOYUNUYORUZ.

Bilincimize egemen olan, bizi hükmü altına alıp idareye kalkışan bütün BİLGİ-ŞARTLANMA-GELENEK-DUYGUSALLIK VE ÖNYARGILARI AZLEDİYORUZ! Onların EGEMENLİĞİNE SON VERİYORUZ! Yerinden oynamaz sanılan, bizi arzımıza bağlayan bütün KÖKLERİMİZİ SÖKÜP ÇIKARIYORUZ! Hayvani-beşeri boyutumuzla BAĞIMIZI KOPARIYOR, ne hali varsa görsün diyerek İLİŞKİMİZİ KESİYORUZ!

Allah’ım!.. Bunları başardıktan sonra, kulluk ağacımıza taze bir bengisu dökerek yeniden FİLİZLENMEK İSTİYORUZ! Kulluk tohumundan Abdiyyet başağı yetişsin, ŞUUR TANELERİ İLE BEYNİMİZ DOLSUN diye sana yöneliyoruz!..

Bütün bu manalar ortada iken bizim NAHLEU ya FORMATLAMA anlamı vermemiz çok görülmese gerek!.. Önce soyup-çıkarıp atma, hükmüne son verme, sonra da filizlenme ve tanelerin olgunlaşması tek kelimede birleşmiş. Bu ne demek?

Basbayağı format işte!… Beynimizi virüslerden temizleyip yepyeni programı yüklemek!..

***

Dostlar, Vitriyet Makamını elbette yaşayan bilir. Bizim dikkat çekmek istediğimiz;
Vitir Namazının sanıldığı gibi bir ara namaz olmadığı!… Vitir Namazının beyin-bilinç formatına kapı açan bir eşik olduğu noktası!..

Düşünün!... Güneşin radyoaktif etkilerinin neredeyse sıfırlandığı, gündüz birbirini sürekli etkileyen insan beyinlerinin uykuya daldığı, beyni yeni ilhamlara açan hormonların epifizden salgılanmaya başladığı Teheccüd saatinde Vitir Namazını, Kunut Dualarının anlamını düşünerek ve yaşayarak eda ediyorsunuz!.. Bu ne muhteşem bir hal değil mi?...

Son olarak şu hadislere bir bakar mısınız?

-“Vitir Namazı; Haktır. Vitre devam etmeyen benden değildir!..”
(Bunu 3 kere tekrarlar Rasül)

-“Ey Kur’an Ehli!.. Vitir Namazını ikame ediniz!.. Allah TEKtir, TEKi sever!...”

Rasülün Vitir Namazının önemine dikkat çekerken HAK-KUR’AN EHLİ ve TEK kelimelerini kullanması manidar değil mi?!..

Ne dersiniz, ”Namazlara ve Orta Namaza devam ediniz” ayetindeki Orta Namaz;

Vitir Namazı olabilir mi?!..

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger