15 Eylül 2007 Cumartesi

NAMAZDA HUŞU 6

Veysel Karani Hazretleri kendini bildi bileli ömrü içinde bir gece yatıp uyumamıştır. Bir geceye, “bu gece leyle-i sücud” der, sabaha kadar secde ile geceyi ihya ederdi. Diğer bir geceye de “bu gece leyle-i kıyam” der, sabaha kadar ayakta ibadetle geceyi ihya ederdi. Bir gün:“Namazda hûşu nedir? ” diye soran bir zâta:“Namaza durduğunda, biri keskin bir kılıçla sırtına vursa, kılıcın ucu göğsünden çıksa, yine hiçbir acı duymamandır.” diye cevap vermişti.Amr İbn-i Zer’in elinde bir hastalık hasıl olmuştu. Tabipler elinin kesilmesi gerektiğini söylediler. O da;“-Kesin” dedi. Tabipler;“-Seni iple bağlayıp öyle kesebiliriz.” deyince Amr İbn-i Zer:“-Buna lüzum yok, ben namaza durunca rahatlıkla kesebiliriniz.” dedi. Amr İbn-i Zer namaza durunca elini kestiler. O, bunu hissetmedi bile! (İmam-ı Gazali, İlahi Nizam, s. 89)İbni şirin hazretleri namaza durduğunda sapsarı kesilir bayılacak gibi bir hale girerdi. Diyor ki:“-Bana, cennete gitmekle iki rekat namaz kılmaktan birini tercih et, deseler, iki rekat namaz kılmayı tercih ederim. Çünkü cennete gitmek benim hoşnut olmam içindir. Namaz ise, Rabbimin hoşnut olması içindir.”Abdullah bin Abbas -radıyü anhüma- her gün bin kere secde ederdi. Kendisine çok secde ettiği için “seccâd” denilirdi.Ömer bin Abdulaziz de, tevazudan kuru yerde namaz kılar ve toprağa secde ederdi.

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger