22 Eylül 2007 Cumartesi

Namaza Sarılalım

Namaza Sarılalım


Namaza Sarılalım
Mehmet Şevket Eygi
Namazın Sırları başlıklı bir kitaba konulmak için yazıldı.

Türkiye Müslümanlarının, çok sevdikleri, benimsedikleri, sık sık isimlerini anıp hatırladıkları, zaman zaman kabir veya türbelerini ziyaret ettikleri birtakım büyük din âlimleri, tarikat kurucuları, şeyhler, mürşidler, veliler, İslâm kahramanları vardır. Bunların hepsinde birtakım müşterek özellikler ve faziletler bulunmaktadır. Bunları sayalım:

Birincisi: Bu büyük zatların hepsi de sahih itikad sahibidir. Onların itikadlarında bid’at, bozukluk yoktur. Kur’ân’a, Sünnete, icma-i ümmete uygun inanç sahibidirler. Reformcu, dinde değişimci değildirler.

İkincisi: Bunların hepsi de beş vakit farz namazı (sünnetleriyle birlikte) çok büyük bir dikkat, itina, titizlikle kılmışlardır. Hiçbiri bî-namaz (beynamaz) değildir.

Üçüncüsü: Bu mübarek zatların hepsi de çok ahlâklı, faziletli, yüksek karakterli kişilerdir. Haramdan ve şüpheli şeylerden ateşten kaçar gibi kaçmışlar, bütün Müslümanlara ahlâk konusunda örnek ve model olmuşlardır.

Dördüncüsü: Bu zevat, Peygamber Efendimizi (Salat ve selâm olsan O’na) canlarından fazla sevmişler, O’nu en büyük örnek ve model olarak kabul etmişler; muhlisen lillah O’nun dinine ve şeriatına hizmet etmişlerdir.

Beşincisi: Onlar dünyayı, parayı, dünya eğlence ve oyuncaklarını, lüks hayatı, gösterişi sevmezler.

Altıncısı: Onlar nefisleriyle mücadele ederek büyük cihad yapmışlar, “kötülükle ve çok emr edici” olan nefs-i emmârelerini sımsıkı bağlamışlar, zarar veremez hale getirmişlerdir.

Sevgili okuyucu kardeş!.. Elindeki bu kitabın konusu namazın önemi ve sırlarıdır. Sen hangi büyüğe, hangi tarikata, hangi mezhebe, hangi cemaate bağlı isen iyi bil ki, o yolun başındaki din büyükleri günlük namazları dosdoğru kılmışlar, çok disiplinli bir şekilde eda etmişlerdir.

Şah Muhammed Bahaüddin Nakşbendî… Abdülkadir Geylanî… Ahmed er-Rufaî… Hasan eş-Şazelî… Hacı Bayram-ı Velî… Şeyh Şaban-ı Velî… Mevlânâ Celâlüddin Rumî… Fatih’in hocası Akşemseddin Göynükî… Hacı Bektaşı Velî… Aziz Mahmud Hüdaî… Bursa’da Emîr Sultan… Nureddin Cerrahî… Bediüzzaman Said Nursî… (Listeyi burda kesiyoruz) Resûlullah Efendimizden bu güne kadar şu dünyadan ne kadar âmil âlim ve kâmil şeyh geçtiyse bunların hepsi de beş vakit namazı doğru ve güzel şekilde kıldılar. Dört mezhep imamları kıldılar. Selâhaddin Eyyubî, Cezayirli Emîr Abdülkadir, Dağıstanlı Şeyh İmamŞamil gibi kahramanlar kıldılar. Âdil sultanlar ve halifeler kıldılar.

Çünkü onların hepsi Resûlullah Efendimizin ümmeti idi ve namaz hususunda önderlerine uyuyorlardı.

Ey Müslüman!.. Allah’ı seviyorsan, Resûlullah’a bağlıysan, Ashab-ı Kiramın, Tabiîn’in, Tebe-i Tâbiîn’in, Selef-i Sâlihîn’in yollarından gitmek iddiasında isen sen de kıl. Dikkatle kıl, dosdoğru şekilde kıl, büyük önem vererek kıl…

Şunu iyi bil ki, namaz dinin en büyük göstergesidir.

Müslümanlar hayatı günde beş kez durdurmalıdır.

Şer’î mazereti olmayan erkek ve hür Müslümanlar vakit namazlarında camilere gitmelidir. Cemaate katılmak ihtiyarî (kişinin keyfine isteğine kalmış) değildir, mecburîdir. Peygamber Efendimiz “Cemaate gelmeyenlerin, varıp evlerini yakasım geliyor” buyurmuşlardır.

Cemaati terk etmek zillet, esaret, mağlubiyet (yenilgi) getirir.

Önce kendi nefsimize, sonra aile fertlerimize, çoluk çocuğumuza ve sonra topluma namazı öğütleyelim, emr edelim. Bu öğüdü en güzel, en uygun, en tesirli, en medenî, en Müslümanca şekilde yapalım.

Din propagandası yaparken iflâh olmaz agresif dinsizleri tahrik etmeyelim, elden geldiği kadar fitne ve fesat çıkartmalarına imkan vermeyelim, yol açmayalım.

İyi bilelim ki, biz Müslümanlar, sadece süslü ve büyük camiler inşa etmekle kurtulamayız. Her gün beş kez ezan okununca o mâbedleri mihraplarından kapılarına kadar doldurmalıyız.

Camilerin cuma namazlarında dolmasıyla iş bitmiş, vazifemizi yapmış olmayız. İçlerinde Allah’a secde edilen mescidler günlük namazlarda da dolmalıdır.

Saldırgan ve despot dinsizler bundan rahatsız olacaklardır. Olsunlar.

Halkımızı ve bilhassa gençliğimizi dinsiz yapmak, dinsiz yetiştirmek isteyenler var. Bizim vazifemiz gençleri dindar ve ahlâklı yetiştirmektir.

Ey Müslümanlar! Namaz, eylem-aksiyon planında en büyük işimiz olmalıdır. Kimse “Namaz kılacağız da ne olacak?” demesin. Namazın sırları vardır. Bir toplum namaz kılarsa Allah onlara yardım eder, onlara zafer verir, onları zilletten izzete çıkartır, onları kurtarır.

Namaz çok büyük bir vesiledir.

Bu vesileye yapışalım ki, Yüce Yaratan bize rahmetiyle ve yardımıyla muamele buyursun.

Şu hususu da unutmayalım: Namaz Allah içindir. Namaza hizip, fırka, cemaat, tarikat asabiyeti karıştırmayalım. Namaz müşterektir. Namazı kimse paraya, menfaate, siyasî veya şahsî nüfuza, dünya çıkarlarına, cemaat asabiyetine âlet etmesin. Böyle şeyler münafıklıktır, ihlâsı bozar.

İleride inşaallah vakit namazlarında camiler dolduğunda birtakım şarlatanların, dini imanı para olanların, mukaddesat sömürücülerinin kapılarda para toplamalarına meydan verilmemelidir. İslâmî hizmetler için gereken para, çok daha ciddî, çok daha kontrollu ve teşkilâtlı şekilde toplanmalıdır. Dilencilik şeklinde değil.

Namazla ilgili dinî broşürlerden, kitapçıklardan beğendiklerimizi, tavsiye edilenleri, bütçemiz el veriyorsa alıp dağıtalım.
Namaz ümmet-i Muhammed’in yüzde yüzünün müşterek (ortak) değeri ve kurumudur. Elbirliğiyle, hepimiz toptan namaz hizmetleri yapalım. Namaza toptan sarılalım.


Namaza Sarılalım
Mehmet Şevket Eygi
Namazın Sırları başlıklı bir kitaba konulmak için yazıldı.

Türkiye Müslümanlarının, çok sevdikleri, benimsedikleri, sık sık isimlerini anıp hatırladıkları, zaman zaman kabir veya türbelerini ziyaret ettikleri birtakım büyük din âlimleri, tarikat kurucuları, şeyhler, mürşidler, veliler, İslâm kahramanları vardır. Bunların hepsinde birtakım müşterek özellikler ve faziletler bulunmaktadır. Bunları sayalım:

Birincisi: Bu büyük zatların hepsi de sahih itikad sahibidir. Onların itikadlarında bid’at, bozukluk yoktur. Kur’ân’a, Sünnete, icma-i ümmete uygun inanç sahibidirler. Reformcu, dinde değişimci değildirler.

İkincisi: Bunların hepsi de beş vakit farz namazı (sünnetleriyle birlikte) çok büyük bir dikkat, itina, titizlikle kılmışlardır. Hiçbiri bî-namaz (beynamaz) değildir.

Üçüncüsü: Bu mübarek zatların hepsi de çok ahlâklı, faziletli, yüksek karakterli kişilerdir. Haramdan ve şüpheli şeylerden ateşten kaçar gibi kaçmışlar, bütün Müslümanlara ahlâk konusunda örnek ve model olmuşlardır.

Dördüncüsü: Bu zevat, Peygamber Efendimizi (Salat ve selâm olsan O’na) canlarından fazla sevmişler, O’nu en büyük örnek ve model olarak kabul etmişler; muhlisen lillah O’nun dinine ve şeriatına hizmet etmişlerdir.

Beşincisi: Onlar dünyayı, parayı, dünya eğlence ve oyuncaklarını, lüks hayatı, gösterişi sevmezler.

Altıncısı: Onlar nefisleriyle mücadele ederek büyük cihad yapmışlar, “kötülükle ve çok emr edici” olan nefs-i emmârelerini sımsıkı bağlamışlar, zarar veremez hale getirmişlerdir.

Sevgili okuyucu kardeş!.. Elindeki bu kitabın konusu namazın önemi ve sırlarıdır. Sen hangi büyüğe, hangi tarikata, hangi mezhebe, hangi cemaate bağlı isen iyi bil ki, o yolun başındaki din büyükleri günlük namazları dosdoğru kılmışlar, çok disiplinli bir şekilde eda etmişlerdir.

Şah Muhammed Bahaüddin Nakşbendî… Abdülkadir Geylanî… Ahmed er-Rufaî… Hasan eş-Şazelî… Hacı Bayram-ı Velî… Şeyh Şaban-ı Velî… Mevlânâ Celâlüddin Rumî… Fatih’in hocası Akşemseddin Göynükî… Hacı Bektaşı Velî… Aziz Mahmud Hüdaî… Bursa’da Emîr Sultan… Nureddin Cerrahî… Bediüzzaman Said Nursî… (Listeyi burda kesiyoruz) Resûlullah Efendimizden bu güne kadar şu dünyadan ne kadar âmil âlim ve kâmil şeyh geçtiyse bunların hepsi de beş vakit namazı doğru ve güzel şekilde kıldılar. Dört mezhep imamları kıldılar. Selâhaddin Eyyubî, Cezayirli Emîr Abdülkadir, Dağıstanlı Şeyh İmamŞamil gibi kahramanlar kıldılar. Âdil sultanlar ve halifeler kıldılar.

Çünkü onların hepsi Resûlullah Efendimizin ümmeti idi ve namaz hususunda önderlerine uyuyorlardı.

Ey Müslüman!.. Allah’ı seviyorsan, Resûlullah’a bağlıysan, Ashab-ı Kiramın, Tabiîn’in, Tebe-i Tâbiîn’in, Selef-i Sâlihîn’in yollarından gitmek iddiasında isen sen de kıl. Dikkatle kıl, dosdoğru şekilde kıl, büyük önem vererek kıl…

Şunu iyi bil ki, namaz dinin en büyük göstergesidir.

Müslümanlar hayatı günde beş kez durdurmalıdır.

Şer’î mazereti olmayan erkek ve hür Müslümanlar vakit namazlarında camilere gitmelidir. Cemaate katılmak ihtiyarî (kişinin keyfine isteğine kalmış) değildir, mecburîdir. Peygamber Efendimiz “Cemaate gelmeyenlerin, varıp evlerini yakasım geliyor” buyurmuşlardır.

Cemaati terk etmek zillet, esaret, mağlubiyet (yenilgi) getirir.

Önce kendi nefsimize, sonra aile fertlerimize, çoluk çocuğumuza ve sonra topluma namazı öğütleyelim, emr edelim. Bu öğüdü en güzel, en uygun, en tesirli, en medenî, en Müslümanca şekilde yapalım.

Din propagandası yaparken iflâh olmaz agresif dinsizleri tahrik etmeyelim, elden geldiği kadar fitne ve fesat çıkartmalarına imkan vermeyelim, yol açmayalım.

İyi bilelim ki, biz Müslümanlar, sadece süslü ve büyük camiler inşa etmekle kurtulamayız. Her gün beş kez ezan okununca o mâbedleri mihraplarından kapılarına kadar doldurmalıyız.

Camilerin cuma namazlarında dolmasıyla iş bitmiş, vazifemizi yapmış olmayız. İçlerinde Allah’a secde edilen mescidler günlük namazlarda da dolmalıdır.

Saldırgan ve despot dinsizler bundan rahatsız olacaklardır. Olsunlar.

Halkımızı ve bilhassa gençliğimizi dinsiz yapmak, dinsiz yetiştirmek isteyenler var. Bizim vazifemiz gençleri dindar ve ahlâklı yetiştirmektir.

Ey Müslümanlar! Namaz, eylem-aksiyon planında en büyük işimiz olmalıdır. Kimse “Namaz kılacağız da ne olacak?” demesin. Namazın sırları vardır. Bir toplum namaz kılarsa Allah onlara yardım eder, onlara zafer verir, onları zilletten izzete çıkartır, onları kurtarır.

Namaz çok büyük bir vesiledir.

Bu vesileye yapışalım ki, Yüce Yaratan bize rahmetiyle ve yardımıyla muamele buyursun.

Şu hususu da unutmayalım: Namaz Allah içindir. Namaza hizip, fırka, cemaat, tarikat asabiyeti karıştırmayalım. Namaz müşterektir. Namazı kimse paraya, menfaate, siyasî veya şahsî nüfuza, dünya çıkarlarına, cemaat asabiyetine âlet etmesin. Böyle şeyler münafıklıktır, ihlâsı bozar.

İleride inşaallah vakit namazlarında camiler dolduğunda birtakım şarlatanların, dini imanı para olanların, mukaddesat sömürücülerinin kapılarda para toplamalarına meydan verilmemelidir. İslâmî hizmetler için gereken para, çok daha ciddî, çok daha kontrollu ve teşkilâtlı şekilde toplanmalıdır. Dilencilik şeklinde değil.

Namazla ilgili dinî broşürlerden, kitapçıklardan beğendiklerimizi, tavsiye edilenleri, bütçemiz el veriyorsa alıp dağıtalım.
Namaz ümmet-i Muhammed’in yüzde yüzünün müşterek (ortak) değeri ve kurumudur. Elbirliğiyle, hepimiz toptan namaz hizmetleri yapalım. Namaza toptan sarılalım.

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger