22 Eylül 2007 Cumartesi

RABBİM! KONUŞ BENİMLE… "

RABBİM! KONUŞ BENİMLE… "
Bismillah

"Şehâdet ederim ki; hiç bir ilâh yoktur, Allah'tan başka. Muhammed'de O'nun kulu ve elçisidir."

Rabbim tüm kalbimle sana inanıyorum ve seni seviyorum. Varlığını, birliğini içtenlikle kabul ediyorum. Bu ikrarım ve tasdikimle cennetini ve rızanı umuyorum.
—Kulum! Bu söylediklerin ispat ister. İnanman güzel ama işin birde eyleme dökülmüş yönü var. Hadi iddianda samimi isen beni ne kadar sevdiğini göster. Hem senin diğer kullarımdan farkının, sevginin, samimiyetinin derecesini, salih amelin olmadan nasıl ölçüp değerlendireceğiz?
—Rabbim, Samimiyetimi nasıl ispatlamamı emrediyorsun? Beni yaratmaktaki gayen ne?
-"Ben cin ve insanları, sadece bana ibadet/itaat (kulluk) etsinler diye yarattım."(zariyat/56)
İstediğim itaat; kullarım akil baliğ olduktan, ölümüne kadar bütün hayatını, benim koyduğum emirler doğrultusunda düzenlesin, yaşasınlar. Ferdi olarak bu yükümlüğün gayesi, imanın iktidarını kalplerinde inşa etsinler ve fıtratlarını donattığım nitelikleriyle, atamış olduğum yeryüzünün halifeliği görevini üstlensinler. Siz kullarımı, Benim koyduğum ölçüler çerçevesinde ıslah ediciler, hakkı hâkim kılanlar olma göreviyle onurlandırdım.
"Sizden öncekileri sınamıştık. Yalnızca "inanıyoruz" demekle sınanmadan, bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz? Bu sınavın gayesi; kimler Allah yolunda, kimler tagut yolunda savaşıyor birbirinden ayrıştırmak için. Allah yalancıları ve gerçeği söyleyenleri şüphesiz bilir. Benim yanımda yer alanlaradır cennet vaadim"
—Ama Rabbim, sana iman ediyorum. Bunu da "Elhamdulillah Müslüman'ım "diye belirtiyorum, yetmez mi?
—'Bedeviler "inandık" dediler. Deki; İnanmadınız,"İslam olduk" deyiniz. İnanç henüz kalplerinize girmedi. İnananlar(Müslümanlar), ancak, Allah ve Elçi'sine inanırlar. Hiç kuşku duymadan Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla mücadele eden kimselerdir."siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz?" Allah her şeyi bilir.' (hucurat 14–16)
—Buyur Rabbim. Bana emrin nedir?
—Nüfus cüzdanına "İslam" yazdırmakla, Bedeviler misali İslam oldum deyip kurtulacağını mı sanıyorsun? İman amelden bağımsız bir kavram değildir. İmanını, Salih amele dönüştürüp, inandığın doğruları hayatında yaşam tarzı olarak uygulamalısın.
-"İşittim, itaat etmek istiyorum " Rabbim. Emret, ilk nerden başlayayım?
—Kulum! Günde beş vakit namaz aracılığıyla seninle konuşacağım. Rabbin olarak, seni, kademe- kademe terbiye edeceğim. Sana çağrım (ezan) ulaştığı anda her işini bırakıp, koşarak, benim huzuruma geleceksin. Gelmeden önce "arınıp, temizleneceksin".
—Sûbhan sensin Rabbim. Emrin başım üstüne. İsyan etmek değil amacım, sadece "kalbim mutmain olsun diye" soruyorum. "Benim kalbim tertemiz" buna ne gerek var?
-"her şeyi yaratan olarak, nasıl olurda her şeyi bilmem?"(mülk/14) Senide ben yarattım. En iyi ben tanırım. Sen " çok zayıf" (nisa/26-28), " çok zalim, çok nankör"(İbrahim/34),"Bir rahmet tattırıp sonrada çekip aldığımda çok ümitsiz, çok nankörlüğe düşen" ,"zorluk ve kederden sonra bolluk tattırınca kendini beğenmiş, sevindirik olan " (hud/9-10),"çok cimri" (isra/10),"bir spermden yaratılışını unutup, açıkça kafa tutan,hasım kesilen"(nahl/4),"şer dokunduğunda ümidini kesen,yıkılan"(fussilet/49) " âceleci,hırslı,sabırsız ,tahammülsüz yaratılmış " (mearic/19),"mal-mülk,makam,şehvet süslü gösterildiğinden" (al-i imran/14) seni bozacak, hüsrana uğratacak tüm bu virüslerden arındıracak ilacı,kalbini temizleyip,eğitecek, besleyecek gıdayı almak zorundasın. Bu ilacın, gıdanın adı da NAMAZ'dır. "Namaz çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar" (ankebut/45)
—Rabbim, her gün beş vakit değil de, istediğimde gelsem, yada birleştirip gelsem huzuruna olmaz mı? Hani, savaş,can tehlikesi,ticaret hayatım,yolculuk halim….
—Günde üç öğün değil de alman gereken gıdayı hepsini toplayıp bir öğünde yesen sonuç ne olur? Yediklerin senin, sağlıklı olmanı, büyümeni, gelişmeni sağlar mı?
Hasta olsan, iki aylık ilacı bir defada toplu alsan, derdine derman olur, sağlığına kavuşturur mu?
Yıllarca vaktinde almadığın gıdalardan güçsüz, hasta düşen bedenini, defaten verilen gıdalar sağlığa kavuşturur mu? Hastalığına çare olacak ilaçlar toptan verilse tedavi edebilir mi?
Omurga nasıl ki bedeni dimdik, dipdiri ayakta tutarsa, (aynı kökten gelen ikame)vaktinde ikame edilen namazda mü'minin imanını dipdiri ayakta tutar.
"Korku" (nisa/101–103)"tehlike, yolculuk"(bakara/239) halinde huzuruma nöbetleşe ve süreyi kısaltarak gelin. Davetimi işittiğiniz anda ticaretinizden, dünyevi işlerinizden katımda daha hayırlı olana, rızık verenlerin en hayırlısı olduğumu bilerek gelin .(Cuma/11)
—Rabbim, ya geçmişte kılmadığım namazlarım? Borçlarımı hesaplayıp "kaza"mı etsem?
-"İslam önceyi siler" Sen çetele tutup, işi ticarete, borç –alacak ilişkisine dökmeden, halis niyetle çokça nasuh tevbe et. Uygun olduğun her an huşu ve hudu ile nafile namaz kıl ."yalvara yalvara,için için dua et.Şüphesiz ben haddi aşanları sevmem" (araf/55)
—Rabbim huzuruma gelirken temizlen buyurdun.
—Evet kulum. Benimle olan randevuna özenle hazırlanmalısın. İnsanlarla buluşmaya, bir daire müdürüyle konuşmaya giderken ne diyeceğini, ne giyeceğini düşünüp, ön hazırlık yaparken, önemserken, her şeyini borçlu olduğun rabbin olan Ben'im huzuruma lakayt, umursamazca gelmen normal mi? Böyle geldiğin bir buluşmada konuşulanlar seni ve Ben'i memnun eder gereken müspet etki ve sonucu doğurur mu?
İlk önce, sayısız nimetlerimden biri olan suyla maddi ve manevi olarak arınmalı, abdest almalısın.
İns ve cins şeytanlardan ve başıboş bırakırsan onların dostu olacak heva/heveslerinden, rahmetime, merhametime, Ben'im korumam altına sığınarak ( besmeleyle) başlamalısın arınmaya. Akan suyla uzuvlarını hem maddi kirlerden arındırmalı hem de yıkayacağın elinden, dilinden, gözlerinden, kulağından, ayaklarından sadır olabilecek manevi kirlerden arınıp temizlenme niyet ve kararlığını göstermelisin.
Özel gün ve durumlarında tepeden tırnağa yıkanıp (gusül ),şehvetinden arınmalısın.
—Rabbim su bulamaz isem? Ya da su hastalığımı arttırır ise?
—Bil ki Ben çok bağışlayan, çok merhamet edenim ."Temiz toprağı al, yüzünü ve ellerini hafifçe ov (teyemmüm)" (nisa/43) Anladın değimli kulum? Asıl arınmanın cesette değil ruhta, manevi boyutta olduğunu?
Daha sonra en temiz, en güzel "bayramlık" giysilerinle vücudunu ört. Huzurumda olacağın ortamı da tertemiz kıl. Ve seni çağırdığım an koşarak gel. Unutma ki; özü, sözü, eylemi bir olmayanlar (münâfık) "namaz için isteksiz ve mecburen kalkanlardır" nisa/142)
"Allah'tan başka gerçek ilâh olmadığına,en büyük ve tek büyük ilâhın Allah olduğuna şahadet ederim.
(yine) Muhammed'in O'nun elçisi olduğuna şahitlik ederim.
Haydin kurtuluşunuz olan namaza.
Allah'tan başka gerçek ilâh yoktur. Allah en büyüktür."
İlâhlık taslayan tüm yalancılar. Duydunuz mu? Gerçek ilâhın kim olduğunu.
Rabbim, senin çağrını duydum ve işte huzurunda el pençe divan durdum.
Emrin üzere abdest alırken şunu düşündüm. Bana" şah damarımdan daha yakın" olan senden başka abdest almadığımı kim bilebilir? Sadece sen ve benim bildiğim, içimden okuduğum ayetlerini okuyup okumadığımı ha keza.
Cahiliyeyi terbiye ederken ilk 13 yıl boyunca tevhid eksenli, imanı kalplere yerleştirmek için inzâl buyurduğun ayetlerinle birlikte hemen namazı emretmendeki hikmeti şimdi anlıyorum. İmanın en samimi biçimde ispatı olan namaz. Kitabullah'ından "Kolayına geleni" okutarak günde beş kez eğitime tabi tutup, kulunun kalbindeki, beynindeki metruk binayı yerle bir edip, attığın sağlam iman temelinin üzerine; adım-adım, tuğla-tuğla, ayet-ayet yaşam sarayını inşa edişindeki hikmeti.
Tenezzül edip günde beş kez kulunla vahyin aracılığıyla konuşarak tüm yaşamını şuurla sana itaat eder hale getirip, terbiye ediyorsun.
—Rabbim! Tüm ilâhlık taslayan sahte ilâhları ve senin muhabbetin, rızanla, nefsim arasındaki tüm dünyevi engelleri elimin tersiyle itiyorum: Allahu ekber! (en büyük, tek büyük Allah'tır) Ne yapmamı, ne söylememi emredersin?
-"ahireti (korku ve umutla) bekleyenler,Allah'ı her an ananlar için, Elçim güzel bir örnektir" (ahzâp/21)
—Anlıyorum ki, örneğim, öğretmenim Senin kutlu elçin olacak. O'nun hayatını, ahlâkını, Sana olan kulluğunu örnek almalıyım. Bazılarının dediği gibi "postacıydı, kitabı teslim etti, öldü, işi bitti." Diyemeyeceğim gibi, aşırı yüceltip, uçurup-kaçırmadan, O'nun ayak izlerini takip etmeliyim."Her işinizde olduğu gibi namazlarınızda da beni örnek alınız" uyarısıyla nasıl namaz kıldığını öğrenip uygulamalıyım. Örneğimin dediği gibi;
"Allahım! Seni noksan sıfatlardan tenzih eder,hamd ve senanın tümünü sana has kılarım. Adın mübarek, azâmet ve celâlin çok yücedir. Senden başkada ilâh yoktur"(sübhâneke)
İlâhi huzurdan kovulmuş şeytanın şerrinden, Rahman, Rahim olan Allah'a sığınırım.
—Hamdın tamamının has kılındığı Allah'ım Sen kimsin?
-'Ben yerin, göğün ve ikisi arasındakilerin, Âlemlerin Rabbi olan, merhametle, rahmetle muamele eden, bağışlayan, esirgeyen Allah'ım.
Din gününde, İmtihana tabi tutulan kullarımın muhakeme edileceği büyük mahkemenin tek ve mutlak Hâkim'iyim.
-(senden başka bu nitelikte başka bir ilâh olmadığından) sadece sana ibadet/itaat eder, sadece senden yardım dileriz. Sen bizi dosdoğru, nimet verdiklerinin yoluna ilet.
Gazabını üzerine çekenlerin ve kendi sapıklığında boğulup kaybolanların yoluna değil." (Fatiha)
Rabbim, doğru yolu nasıl ve nereden öğreneceğim?
-"üzerinde hiçbir şüphe olmayan bu İlahî Kelâm sorumluluk bilincinde olanlara bir rehber olarak indirilmiştir"(bakara/2)
Çok okunan (= Kur'an) bu" Kitap'ı (hayatına rehber kılma hususunda) sımsıkı tut"
Senin yaratıcın, Rabbin olarak kullanma kılavuzunu okuyup, açıklayan, Benden aldığı gibi kullarıma aynen ileten, vahyi bizzat yaşayarak örnek olan Rasulûm'ü iyice tanı. Okumalarında doğru-yanlış cetvelin " Furkan" olsun.
—Rabbim beni terbiye edecek, Senin razı olacağın, yaşam tarzımı öğretecek "Kelâm'ın" nedir?
-"Deki; Ey Kâfirler! Siz benim taptığıma tapmazsınız, bende sizin ( sahte ilâhlarınıza )taptığınıza tapacak değilim. Sizin dininiz size, benim dinim bana " (Kâfirun)
—Şüphesiz Allah doğruyu söyler. Rabbim, Senden aldığım güçle, Sana ve Elçine savaş açanlara, bende savaş açıyorum.
Ayaklanmam/kıyamım Senin tarafında, Senden aldığım güçledir. Onlara baş kaldırırken, Senin gücün, azametin karşısında iki büklüm oluyorum. Sensin Sübhân olan. Sensin Sana hamd edenleri işiten. En büyük, tek büyük Sensin. Kimliğimi, kişiliğimi temsil eden, alnımı, yüzümü, burnumu sadece Senin için Senin büyüklüğün, kibriyan karşısında yere sererim.
Biliyorum ki müstekbirleri "yalancı alınlarındaki perçemlerinden tutup yere çalansın" (alak/15) Boyunlarında halkalar takılıymış gibi, burunlarını, büyüklenerek havaya dikenlerin burnunu yere sürtensin.
Haşmetin, azametin, celalin karşısında tekrar-tekrar, isteyerek, severek Sana itaat ederim(/secdeye kapanırım).
Bilirim ki bu secdelerimdir beni özgür kılan.
Sadece Sana kulluğum/köleliğim neticesidir tüm sahte ilâhlık taslayanların köleliğinden azat oluşumdaki hakikat.
Secdelerimdir, beni Sana yakın kılan. Secde anımda yaptığım dualardır Yüce Makam'ına ulaşan.
Fakrımı, acziyetimi bildirişim, Senin büyüklüğünün, zenginliğinin şuuruna erişimin dillendirilmesidir aslında.
Bazen hiç dilim kıpraşmaz, yüreğimin tercümanıdır, gözlerimden avuçlarıma dua olup akan.
"Sözü gizlesem de, açığa vursam da Sensin gizli (düşünceleri de),gizlinin gizlisi (duyguları da) bilen" (tâ-hâ/7)
Onun içindir ki, çoğu zaman "yüzüm yok Rabbim veçhine bakmaya. Senden başka gidecek kapımın olmadığını da biliyorum" der hâl dilim.
Sana ayan biliyorsun Rabbim!
Melekler gibi yaşayamasam da kulluğuna talibim.
Seni anmakla huzur buluyor, yatışıyor kalbim…

Selam ve muhabbet ola…

(duaekseni)

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger