1 Ekim 2007 Pazartesi

Vitir namazı yok mu?

Vitir namazı yok mu?
AHMET KURUCAN

Vitir/vitr Arapçada 'tek, eşsiz' mânâsına gelen bir kelimedir. Vitr aynı zamanda Allah'ın isimlerinden biridir. Vitir namazı, sonu tek rakamla biten namaz demektir. Sözlük manası açısından bakılacak olduğunda iki rekata yapılacak tek rekatlık bir ilave ile kılınan 3 rekatlık namaz, vitir namazı olacağı gibi, 4, 6, 8, 10, 12 vs. rekatlık namazlara ilave edilecek tek rekatla kılınan namaz da vitir namazı adını alabilir. Efendimiz'in (sas) tatbikatlarından çıkan sonuçtur bu. Çünkü O (sas), 4, 6, 8, 10, 12 olarak kıldığı teheccüt namazlarına bir rekat ilave yaparak, gece namazlarını hep tek rekatlı olarak tamamlamıştır.
Efendimiz'in hayat-ı seniyyelerindeki bu uygulamalardan hareketle vitir namazının tek haneli rakamla ifade edilecek sayıda olması şarttır. Fakat rekat sayısı üzerinde ittifak yoktur. Fukaha 3 ile 11 rekat arasında farklı görüşler ileri sürer ki; hepsiyle alâkalı Efendimiz'den (sas) menkul rivayetler vardır.

Hükmü ise cumhur-u fukahanın ortak görüşüne göre en azından sünnettir. Yalnız fukaha arasında İmamı Azam Hazretleri, vitir namazına vacib hükmünü vermektedir. Gerekçesi Allah Rasulü'nün (sas) vitir namazdaki devamlılığıdır. "Ey Kur'an ehli! Vitir namazı kılın. Çünkü Allah tektir, tek'i sever." (Buhari, Daavat, 89) hadisini de bu hükme dayanak olarak kullanır.

Bunun ötesinde fıkıh kitaplarında gördüğümüz sıhhat derecesi tartışmalı bazı hadisler de vardır vitir namazı ile alâkalı. Mesela; "Allah, 5 vakit namazınıza bir namaz daha ilave etti; o vitir namazıdır, onu muhafaza edin." veya "Üç şey vardır ki bana farz kılınmıştır, size değil; vitir ve duha namazı ile Kurban Bayramı namazı." Bu hadisin bir başka rivayet şeklinde 'size sünnettir' kaydı geçmektedir ki; Hanefi fukahası bunu İmamı Azam'ın görüşünü destekleme çizgisinde şöyle yorumlamaktadır: "Bu, vucubiyeti sünnetle sabit demektir. Onun için vitir namazı farz değil, vaciptir."

Hanefilerin vacip kavramına verdikleri mânânın diğer mezhep saliklerince sünnete verildiği hatırlanacak olursa, vitir namazının hükmü açısından mezhepler arasında külli bir görüş ayrılığı olmadığı söylenebilir.

Hanefiler, vitirin rekat sayısında İ.Mesud, İ.Abbas, Ubey b. Ka'b ve Hz. Aişe Validemiz gibi (r.anhüm) sahabilerden gelen rivayeti esas almışlardır. Bu rivayete göre vitir, tek selamlı üç rekatlık bir namazdır. Tıpkı akşam namazı gibi. Tek farkı, üçüncü rekatta kunut duasının okunması.

Vakti yatsı namazı ila sabah namazı arasıdır. Gecenin son namazının vitir olması tercihe şayandır. Ama gece kalkma endişesi/korkusu olan kişiler vitri yatsı namazının son sünnetinin peşi sıra kılabilirler. Zaten günümüzde takarrur eden uygulama bu merkezdedir.

Buraya kadar arz etmeye çalıştığımız genel bilgilerden anlaşılacağı üzere, vitrin kılınma zamanı açısından mukayese yapacak olursak Efendimiz dönemindeki tatbik şekliyle bugün bizim tatbikimiz arasında ciddi bir fark vardır sonucuna ulaşırız. İşte bu fark, bazılarının 'vitir namazı yoktur' şeklindeki yorumlarına vesile olmaktadır. Bu yaklaşım baştan sona yanlıştır. Hayır, vitir namazı vardır ve hükmü sünnettir ya da vaciptir.

Vitir namazı yoktur diyenler; bununla 'yatsının hemen arkasından kılınan tek selamlık üç rekat şekliyle yoktur' diyorlarsa bu yanlıştır. Zira Efendimiz'in tek selamlı 3 rekatlık vitir namazı uygulaması vardır. Fakat vakti yatsıdan hemen sonra başlamakla birlikte genelde teheccüd sonrasıdır. Fukaha bunu gece kalkma endişesi olanlar için vaktin evveline çekmiştir. Yukarıdaki iddiayı seslendirenler bununla 'vitir teheccüde ilave edilecek bir rekatla kılınan namazdır' demek istiyorlarsa doğrudur. Çünkü Efendimiz, genellikle teheccüdüne ilave ettiği artı bir rekatlık namazlarla vitrini eda etmiştir.

Netice; herkes mezhebinin esas aldığı görüşe göre vitrini kılmalıdır. Dileyen yatsı namazının hemen ardından, isteyen ve teheccüde kalkacağından emin olan kişi de gece teheccüdünün arkasından.


02 Ağustos 2007, Perşembe

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger