15 Eylül 2007 Cumartesi

NAMAZDA HUŞU 47

Kuran ve Sünnete Göre NAMAZ’DA HUŞU

--------------------------------------------------------------------------------

Bildiğiniz gibi Kuran’ı Kerim birçok Ayet’i celilesinde Müminlerin değerinden, onların güzel vasıflarından ve bu güzel vasıflarından dolayı da felah bulacaklarından bahseder.


Allah’u Azze ve Celle Kerim kitabında, Müminleri felaha ulaştıracak özelliklerden bahsederken bunlardan bir tanesinin de, onların “ namazlarında huşulu olmalarıdır “ buyurmaktadır:
{ قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ هُمْ فِي صَلاتِهِمْ خَاشِعُونَ }



{ Müminler gerçekten felah bulmuşlardır. Onlar ki, namazlarında huşu içerisin-dedirler. }

MU’MİNUN: 1. 2. AY.



Değerli kardeşlerim! Mademki inananların huşulu bir şekilde kıldıkları namazları onların felah bulmasına vesile olacaktır, öyleyse huşu’dan kasıt nedir ve bunu sağlayacak vesileler nelerdir, bunları çok iyi bilmemiz gerekir.



· معنى الخشوع



والوقار والتواضع والحامل عليه الخوف من الله ومراقبته - هو السكون



HUŞUNUN MANASI: O sükûnet’tir… Vakar’dır… Tevazu’dur… Allah korkusu taşımaktır ve Murakabe’dir. Yani, insanın Allah’ın gözetimi altında bulunduğunu idrak etmesidir.



İBNİ KESİR R.H :

الَّذِينَ هُمْ فِي صَلاتِهِمْ خَاشِعُونَ



“ Onlar ki, namazlarında huşu içerisindedirler “



Ayet’i celilesi ile alakalı şunları zikreder : { … İbni Abbas’tan rivayetle Ali ibni Ebu Talha der ki : “ Huşu içinde olanlar; korkanlar ve sükûnet içinde olanlardır “ }



Mücahit, Hasan, Katade ve Zühri den de böyle rivayet edilmiştir.



{ … Ali İbni Ebi Talib r.a dan rivayete göre ; Huşu ; kalbin huşusudur. Der. }



{ … Hasan el-Basri r.h – Sahabe’yi kastederek – der ki: Onların huşuları kalplerinde idi de, bununla gözlerini kapadılar ve mütevazi oldular. }









1

{ … Muhammed İbni Sirin der ki: Allah resulü s.a.v’in ashabı namazda gözlerini göğe kaldırırlardı. “ Müminler gerçekten felah bulmuşlardır. Onlar ki, namazlarında huşu içerisindedirler “ Ayetleri nazil olunca gözlerini secde yerlerine indirdiler. }



İBNİ KESİR: 10.C.5545.S



Demek ki huşu; İnanan bir kimsenin, Allah’ın her an kendisini gözettiğini düşünerek O’nun önünde korku, tazim, muhabbet, tevazu, tezellül ve sükûnet içerisinde boyun bükmesidir.



Dolayısıyla, namazda huşu denildiği zaman da bunun manası şudur; Namaz kılan bir kimsenin, Allah’ın her an kendisini gözettiğini düşünerek O’nun önünde korku, tazim, muhabbet, tevazu, tezellül ve sükûnet içerisinde boyun bükmesidir.



İşte insanı felaha erdirecek ve gözünü aydınlatacak namaz, bu kıvamda olan bir namazdır.



Değerli kardeşlerim! Şunu çok iyi bilmemiz gerekir ki huşu denilen olay, önce hakkıyla kalbe yerleşmesi gerekir. Eğer huşu denilen bu hava kalbe istenildiği mana da yerleşirse, daha sonra bu ister istemez azalara da sirayet edecektir… Yani, “ Her kab kendi içerisinde olanı dışarıya sızdırır “ gerçeğinde olduğu gibi, kalp eğer huşu içerisinde olur ise, azalar da mutlaka huşu içerisinde olacaktır.



"..... رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول :".......... إلا وإن في الجسد مضغة، إذا صلحت صلح الجسد كله وإذا فسدت، فسد الجسد كله. ألا وهي القلب



{ … Allah Resulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır : “ … Biliniz ki, vücutta küçük bir et parçası vardır. Bu sağlıklı olduğu sürece, bütün vücut sağlıklıdır. Bu et parçası ifsat olduğunda da, vücut fesada uğrar. Dikkat! Bu et parçası kalp’tir. }

MÜSLİM: 5.C.1599.N



{ … Rivayet edildiğine göre Rasülullah s.a.v namaz esnasında sakalı ile oynayan birini görmüş ve: Bu zatın kalbi huşu içerisinde olsaydı azaları da huşu içeri-sinde bulunurdu, buyurmuştur. }

FETHU’L KADİR: 5. 319



İşte bu delillerde açıkça ifade edildiği gibi aza’lar kalbe tabidirler. Dolayısıyla kalbin iyi oluşuyla iyi, kötü oluşuyla da kötü olurlar. Kalb kulluğunu hakkıyla yaparsa organlar da hakkıyla yaparlar, yapmazsa organlarda yapmazlar…



Diğer bir ifadeyle; Kalb eğer huşu içerisinde olursa azalar da huşu içerisinde olular. Eğer Kalb gaflet veya vesvese ile fasit olursa, onun halkı ve askerleri konumunda olan azaların ibadeti de fasit olur…



İşte bundan dolayıdır ki Allah resulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmak-tadır : “ Allah, gaflet içerisindeki bir kalbin duasını kabul etmez “

TİRMİZİ: 6.C.3707.N



2

Değerli Müslümanlar! Mademki Allah’u Azze ve Celle namaz’da huşulu olmayı Müslümanların felahına vesile kılmıştır, öyleyse bir müslümanın bu hususa önem vermesi, onu güzel araştırması ve namazda huşuyu yakalamak için nelere dikkat edilmesi lazım, bunların üzerinde ciddi bir şekilde durması gerekir.



ALLAH’IN MURAKABESİ ALTINDA OLDUĞUNUN BİLİNCİNDE OLUNMASI





Değerli Müslümanlar! Namaz’da huşunun yakalanması için her şeyden önce kişinin, Allah’ın huzurunda olduğunun ve O’nun her an kendisini görüp gözettiğinin şu-urunda olması gerekir…

Allah resulü s.a.v ashabını, namazda huşulu olmaları için uyarmış ve onlardan bu hususta çok dikkatli olmalarını istemiştir. Hatta bunu sağlayabilmek için de onlara Cibril Hadisinde bahsedilen ihsan makamını anlatmıştır.



Bildiğiniz gibi Cibril aleyhisselam Allah resulü s.a.v’e; Bana ihsan’dan haber ver, dediğinde Allah resulü s.a.v şöyle buyurdular:



“ Allah’ı görüyormuş gibi O’na ibadet etmendir. Her ne kadar sen Allah’ı görmüyorsan da, O mutlaka seni görüyor “

MÜSLİM: 1. C. 8. N



İşte bu duyguyla hareket eden bir Müslüman, mutlaka namazına dikkat edecektir. Çünkü Allah’ı murakabe ederek kılınan bir namaz, mutlaka huşunun yakalandığı riya’dan, gösterişten uzak bir namaz olacaktır.



NAMAZDAKİ DUA VE ZİKİRLERİN MANASINDAN HABERDAR OLMA



Namaz’da huşu’yu yakalamak için en güzel vesilelerden bir tanesi de, okunan Ayet’lerin, duaların ve zikirlerin manasını bilmektir.



Değerli kardeşlerim! Şunu asla unutmamamız gerekir ki, namazın içerisinde okunan Ayet’lerin, duaların ve zikirlerin manasını bilmek ve onların üzerinde tefekkür etmek, kılınan o namazın ruhu ve özüdür. Dolayısıyla, bir Müslümanın Allah’a takdim ettiği namazında neler dediğini, O’ndan neler istediğinin bilincinde olması gerekir.



Müslümanın kılmış olduğu namazından gafil olması, - diğer bir ifadeyle – namazında ne yapıp ne dediğinin bilincinde ve şuurunda olmaması onun, namazının fesada uğramasına sebep olacaktır.



Bunun içindir ki Allah’u Azze ve Celle Kerim kitabında, namaz kılıp ta namazlarını zayi edenleri veya ondan gaflet içerisinde bulunanları şiddetle kınamış ve onların sonunun çok kötü olacağını haber vermektedir.



Rabbimiz Maun ve Meryem surelerinde şöyle buyurmaktadır:



الَّذِينَ هُمْ عَن صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ فَوَيْلٌ لِّلْمُصَلِّينَ



“ Vay o namaz kılanların haline. Ki, onlar namazlarında gaflet içerisindedirler “



MAUN: 4. 5. AY.



3

فَخَلَفَ مِن بَعْدِهِمْ خَلْفٌ أَضَاعُوا الصَّلَاةَ وَاتَّبَعُوا الشَّهَوَاتِ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَيّاً

“ Onlardan sonra öyle bir nesil geldi ki, namazı zayi ettiler ve şehvetlerine uydular. Onlar gayya vadisini boylayacaklardır. “

MERYEM: 59.AY.



Şüphesiz ki namaz kılıp ta namazında ne yaptığını ve ne dediğini bilmemek de, namazı zayi etmek ve ondan gafil olmak demektir. Çünkü Ayet’i kerimelerde kullanılan ifadeler bunları da içerisine alan ifadelerdir.



Öyleyse bir Müslümanın felah bulmasına vesile olacak huşulu bir namazı yaka-laması için, onun içerisinde okuduğu Kuran’ın manasını bilmesi gerekir….Dile getirdiği duaların ve zikirlerin manasını bilmesi gerekir.



NAMAZ’DA ÖLÜMÜ HATIRLAMA



Namaz’da huşuyu yakalamak için en güzel vesilelerden bir tanesi de ölümü hatırlamaktır… İnsan, - tahkim edilmiş kaleler içerisinde dahi olsa - bir gün mutlaka ölümün kendisini yakalayacağını hatırladıkça, şüphesiz ki namazına biraz daha çeki düzen verecektir.

İşte bundan dolayıdır ki Allah Resulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmak-tadır:



“ Ağızların tadını kesen o ölümü sık sık anın “

TİRMİZİ: 4.C.2409.N



Allah Resulü s.a.v bu hadisi şeriflerinde namaz’da veya namazın dışında diye bir ayırım yapmadığı gibi, bilakis namazın içerisinde ölümü hatırlamanın insanın namazını güzelleştireceğini haber vermektedir.



{ … Rasülullah s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar : Namazınızda ölümü hatırlayın. Muhakkak ki kişi namazında ölümü hatırladıkça, onun namazı güzelleşir… }

DEYLEMİ. MÜSNED: 1 / 431 – 1855.N

EL-ALBANİ: HADİS “ HASEN “ DER



Öyleyse bir Müslümanın felah bulmasına vesile olacak huşulu bir namazı yaka-laması için, onu eda ederken ölümü sık sık hatırlaması gerekir…



NAMAZIN DİĞER AMELLERİ ETKİLEYECEĞİNİN ŞUURUNDA OLUNMASI





Huşulu ve şuurlu bir namazı yakalamak için en güzel vesilelerden bir tanesi de, kılınan namazın diğer ibadetleri olumlu veya olumsuz manada etkilediğinin şuurunda olunmasıdır.



Yani, sağlıklı kılınan bir namazın diğer amellerin sağlıklı olmasına vesile olacağı gibi, sağlıksız kılınan bir namazın da diğer amellerin sağlıksız olacağına vesile olacağı düşüncesi ile insanın namaz kılmasıdır…



4

"..... عن عبد الله بن قرْط رضي الله عنه قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : أول ما يحاسب عليه العبد يوم القيامة الصلاة ، فإن صلحت صلح سائر عمله وإن فسدت فسد سائر عمله



{ … Rasülullah s.a.v şöyle buyurdular : Kulun, kıyamet gününde ilk hesabını vereceği ameli “ namazıdır “ . Eğer namazından salah bulursa, sair amellerin-den de salah bulur. Eğer namazı ifsat olmuş ise, sair amelleri de ifsat olur. }

TABERANİ. KEBİR: 10435.N

AHMED. MÜSNED: 4 / 103

S. SAHİHA: 1358 – 1748.N

SAHİH’İ TERĞİB: 376.N



İşte insanın bu düşünceyle namaza durması da, mutlaka huşuyu yakalamak için bir vesile olacaktır…



ORGANLARIN SUKUNET VE VAKAR ÜZERE OLMASI



Namazdaki huşunun tesisi için en güzel vesilelerden bir tanesi de, azaların sükûnet ve vakar üzere olmasıdır.

Yani her aza, namaz içerisinde kendisine tahsis edilen yeri meşgul ederek orada sükûnet üzere olmasıdır.



Baş, kıyam’da kendisini yaradanın önünde büyük bir sükûnetle öne eğilmiş, rüku halinde yere yaklaşmış ve secde halinde de yere yapışmış olmalıdır… Tıpkı şu duamızda dediğimiz gibi:



سَجَدَ وَجْهِيَ لِلَّذِي خَلَقَهُ ، وَشَقَّ سَمْعَهُ وَ بَصَرَهُ بِحَوْلِهِ و َقُوَّتِهِ



{ Yüzüm, yaratanına, kudret ve kuvveti ile onda görme ve işitme hassesi vere-nine secde etti. }

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger