21 Eylül 2007 Cuma

Namaz Kılmıyorum Ama Kalbim Temiz”

Namaz Kılmıyorum Ama Kalbim Temiz”


--------------------------------------------------------------------------------
Namaz Kılmıyorum Ama Kalbim Temiz”
Ki onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyük olanından ve çirkin utanmazlıklardan kaçınırlar. Şüphesiz senin Rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan inşa ettiği (yarattığı) ve siz daha annelerinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Öyleyse kendinizi temize çıkarıp-durmayın. O, sakınanı daha iyi bilendir.”[1]



Mânevi yönden boşlukta olan birçok kimsenin -günaha rağmen- kendilerini temize çıkarmak için diline doladığı bu cümle; onlar adına gerçekten büyük bir kandırmacadır.

Oysa kalbin temiz olması, Allah’a daha çok itaâti gerektirir, isyanı değil! Bu yüzden Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- ve ashâbı, geceleri bile namaz kılıyordu.Oysa Rabbimiz, namaz kılmamızı mutlak olarak emretmiş, yukarıda geçen âyet ve hadislerde de görüldüğü gibi namazsızlığın kâfirlerin ve müşriklerin vasıflarından olduğu bildirilmiştir. Yaratanına değil de kendi zevk ve şehvetine uyan kimsenin kalbinin temiz olması mümkün değildir.Bu, şeytanın onu kandırmadaki bir yöntemidir. Gerçekten kendi ve âilesinin menfâatini düşünen kimse,kendini böyle ucuz sözlerle kandır-makla değil, Rabbinin Kur’ân-ı Kerim’de ona ne buyurduğunu öğrenmekle meşgul olur.

Gözümüzün nûru namazla ihyâ olmaya, âilemizi, arkadaşlarımızı ve çevremizdekileri de ihyâ etmek üzere, tam bir içtenlikle karar vererek tevbeye sarılmalıyız. Allah’ın affından yüz çevirenlerden başka kimsenin helâk olmayacağı gerçeği karşısında inat etmek ve yine de namazdan gafletle günleri geçirmek, insan için takdir edilen onurlu makama asla yaraşmaz. İyi günümüzde Allah’a koşarsak, bizi imtihan ettiği zorlu günlerimizde yardımını esirgemez. Bunca gerçeklerden sonra yine de günah içerisinde kalmaya devam etmek, âhiret günü kör olarak haşredilmekten razı olmaktır.



“Ey insanlar, Rabbinizden korkup-sakının ve öyle bir günün azabından çekinip-korkun ki, (o gün hiç) bir baba, çocuğu için bir karşılık veremez ve (hiç)bir çocuk da babası için bir şeyi verebilecek (durumda) değildir. Şüphesiz Allah'ın va'di haktır. Artık dünya hayatı sizi aldatmaya sürüklemesin ve aldatıcı(lar) da sizi Allah ile aldatmasın.
.” [2]

“Rabbiniz dedi ki: "Bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir.
[3]

“Allah'a döneceğiniz günden sakının. Sonra herkese kazandığı eksiksizce ödenecek ve onlara haksızlık yapılmayacaktır.” [4]

“Allah'a döneceğiniz günden sakının. Sonra herkese kazandığı eksiksizce ödenecek ve onlara haksızlık yapılmayacaktır.!” [5]

"O da (şöyle) demiş olur: -Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin Rabbim?[6]

"(Allah da) Der ki: "İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugün de sen işte böyle unutulmaktasın."[7]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Necm Sûresi: 32
[2] Lokman Sûresi: 33
[3] Mü'min Sûresi: 60
[4] Bakara Sûresi: 281
[5] Tâ Hâ Sûresi: 124
[6] Tâ Hâ Sûresi: 125
[7] Tâ Hâ Sûresi: 126


-------------------------------------
BİR KARDEŞİMİN YAZISINDAN ALINTIDIR

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger