14 Haziran 2007 Perşembe

ÖYLE HASRETİM Kİ EZAN SESİNE

ÖYLE HASRETİM Kİ EZAN SESİNE
Bu şiir 1947 yılında Paris'te Sen Nehri kıyısında çöpçüler tarafından sahipsizce ölü bulunan bir kişinin cebinden çıkmıştır.
Bu kent her şeyiyle bana yabancıÖyle hasretim ki Ezan sesineArarım çevremde minare,cami,Lakin takılırım çan kulesine.Her semtin muhteşem kilisesineYad'el elemleri sara içimiUyansam her sabah Ezan sesiyleGörsem Ayşeceği su testisi ileNinemi yaşmaklı namaz kılarken,Dinlesem dedemi KUR'AN okurkenBaşımı huşuyla yastığa koysam Sonra toparlanıp yola koyulsam.Yahut günün şavkı vururken camdanHeybetli sesiyle çağırsa babam........Annem de kalk yavrum,aslanım deseTutup elleriyle omuzlarımdanO müşfik haliyle sarılsa,öpse....Uzaklarda yurdum,burdan çok uzakHer mevsim güneşle,masmavi göklüCamili,kubbeli,kümbetli,köşklü.Ozanlı,garipli,kervansaraylıHele insanları Alp'li Giray'lıYok haber onlardan,baba evindenBu yüzdendir halim kopuk bir yaprak,Herşey çok uzakta benden,çok uzakGözlerim daima engine dalarİsterim ki;her an Anayurdum'daDağları dumanlı,yazlı Kırım'daDuvarında mavzer ve Kur'an olanAta ocağında,bizim konaktaBir bakır sinili sofra başındaİftar beklenilsin,dua edilsin.Ve sessiz sedasız yemek yenilsin.Sonra şadırvanda abdest alınıpHep birlikte teravih'e gidilsin.Evet,yurdum uzak;burdan çok uzakBir ferahlık yahut birşey umarakDüşerek yollara akşam üstleriBöyle çaresizim yıllardan beriHer zaman ki gibi yorgun ve bitkin,Artırıp yükünü hasta kalbiminHer an heyacanlı gözlerimde yaşGörmek ümidiyle bir Türk,bir dildaşDolaşırım Paris Caddelerini,Yorgun akan Sen'i,köprülerini.......Bir karakış vakti Sen kıyısındaKafamın içinde Türk'lük ülküsüRuhumu kavuran özyurt hasretiBöyle geçeceğim ebediyeteDonmuş cesedimi bulup çöpçülerDefnedilmek üzere götüreceklerKimim ben ve neyim,ne bilecekler!........
Bu şiir 1947 yılında Paris'te Sen Nehri kıyısında çöpçüler tarafından sahipsizce ölü bulunan bir kişinin cebinden çıkmıştır.
Bu kent her şeyiyle bana yabancıÖyle hasretim ki Ezan sesineArarım çevremde minare,cami,Lakin takılırım çan kulesine.Her semtin muhteşem kilisesineYad'el elemleri sara içimiUyansam her sabah Ezan sesiyleGörsem Ayşeceği su testisi ileNinemi yaşmaklı namaz kılarken,Dinlesem dedemi KUR'AN okurkenBaşımı huşuyla yastığa koysam Sonra toparlanıp yola koyulsam.Yahut günün şavkı vururken camdanHeybetli sesiyle çağırsa babam........Annem de kalk yavrum,aslanım deseTutup elleriyle omuzlarımdanO müşfik haliyle sarılsa,öpse....Uzaklarda yurdum,burdan çok uzakHer mevsim güneşle,masmavi göklüCamili,kubbeli,kümbetli,köşklü.Ozanlı,garipli,kervansaraylıHele insanları Alp'li Giray'lıYok haber onlardan,baba evindenBu yüzdendir halim kopuk bir yaprak,Herşey çok uzakta benden,çok uzakGözlerim daima engine dalarİsterim ki;her an Anayurdum'daDağları dumanlı,yazlı Kırım'daDuvarında mavzer ve Kur'an olanAta ocağında,bizim konaktaBir bakır sinili sofra başındaİftar beklenilsin,dua edilsin.Ve sessiz sedasız yemek yenilsin.Sonra şadırvanda abdest alınıpHep birlikte teravih'e gidilsin.Evet,yurdum uzak;burdan çok uzakBir ferahlık yahut birşey umarakDüşerek yollara akşam üstleriBöyle çaresizim yıllardan beriHer zaman ki gibi yorgun ve bitkin,Artırıp yükünü hasta kalbiminHer an heyacanlı gözlerimde yaşGörmek ümidiyle bir Türk,bir dildaşDolaşırım Paris Caddelerini,Yorgun akan Sen'i,köprülerini.......Bir karakış vakti Sen kıyısındaKafamın içinde Türk'lük ülküsüRuhumu kavuran özyurt hasretiBöyle geçeceğim ebediyeteDonmuş cesedimi bulup çöpçülerDefnedilmek üzere götüreceklerKimim ben ve neyim,ne bilecekler!........

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger