23 Eylül 2007 Pazar

Allahın bizlere lütfu namaz

ALLAHIN BİZLERE LUTFU

- Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına, bir
ramazan diğer ramazana hep kefârettirler. Büyük günah irtikab edilmedikçe
aralarındaki günahları affettirirler."

Müslim, Taharet 14, (223); Tirmizi, Salat 160, (214).

- Yine Ebu Hureyre anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular
ki:

"Sabah namazını (cemaatle) kılan, Allah'ın garantisi altındadır. Sakın
Allah, (ona verdiği garantisi sebebiyle) size bir ceza vermesin!"

Rezin şunu ilave etti: "Kim bu garantiyi talep ederse onu elde eder ve bir
daha da kaçırmaz."

Tirmizi, Fiten 6, (2165).

- Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki:

"Gece ve gündüzde birkısım melekler nöbetleşe aranızda bulunurlar. Bunlar
sabah namazı ile ikindi namazında toplanırlar. Sonra sizi geceleyin takip
eden melekler (hesabınızı vermek üzere huzu-u ilahiye) yükselir. Sizi çok
iyi bilen Allah, bu meleklere sorar: "Kullarımı nasıl bıraktınız?"

"Biz onları namaz kılıyorlarken bıraktık, biz onlara namaz kılarlarken
vardık!" derler."

Buhari, Mevakitu's-Salat 16, Bed'ü'l-Halk 6, Tevhid 23, 33; Müslim, Mesacid
210, (632); Muvatta, Kâsru's-Salat 82, (1, 170); Nesai, Salat 21, (1, 240,
241).

- Ammâre İbnu Rueybe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki:

"Güneşin doğmasından ve batmasından önce namaz kılan hiç kimse ateşe
girmeyecektir. -Burada sabah ve ikindi namazları kastedilir-."

Müslim, Mesacid 213, (634); Ebu Dâvud, Salât 9, (427); Nesâi, Salât 21, (1,
241).

- Muâz İbnu Enes el-Cüheni radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Kim sabah namazından çıkınca, iki rek'atlik kuşluk namazını kılıncaya kadar
hayırdan başka bir şey söylemeden namaz kıldığı yerde oturur beklerse, Allah
onun günahlarını, denizin köpüğü kadar çok da olsa bağışlar."

Ebu Davud, Salat 301, (1287).

- Ümmü Habibe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:

"Kim hergün farzlar dışında oniki rek'at (nafile) kılarsa Allah onun için
cennette mutlaka bir ev inşa eder."

Ümmü Habibe der ki: "Bunu Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan işittiğim
günden beri bu namazları terketmedim."

Müslim, Müsafirin 103, (728); Ebu Davud, Salat 290, (1250); Tirmizi, Salat
306, (415); Nesai, Kıyamu'l-Leyl 66, (3, 261).

- Zeyd İbnu Hâlid radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki:

"Kim güzelce abdest alır, sonra da iki rek'at namaz kılar ve namazında
gaflete yer vermezse Allah, (seğâirden olan) geçmiş günahlarını mağfiret
buyurur."

Ebu Davud, Salât 162, (905).

- Said İbnu'l-Müseyyeb rahimehullah anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki:

"Bizimle münafıklar arasında yatsı ve sabah namazlarında hazır bulunma farkı
vardır. Onlar bu iki namaza muktedir olamazlar."

Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a 5, (1, 130).

- Zeyd İbnu Sâbit radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki:

"Kişinin evindeki namazı, benim şu mescidimde kılacağı namazdan efdaldir;
tabii ki farzlar hariç."

Ebu Davud, Salat 205, (1044), 340, (1447); Tirmizi, Salat 331, (450);
Muvatta, Salatu'l-Cemâ'a 4, (1, 130).

- Abdülvahid İbni Ziyâd merhum, merfû olarak şunu rivayet etmiştir: "Kişinin
çölde kılacağı namazı, tamamladığı takdirde cemaatle kılacağı namazdan
efdaldir."

Rezin tahric etmiştir. Hadis, Ebu Davud'da gelmiştir. Salat 49, (560).

Ebu Davud bu hadisi, Ebu Saidi'l-Hudri'den kaydettiği şu hadisin arkasından
rivayet eder: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Cemaatle
kılınan namaz yirmibeş namaza bedeldir. Kişi (cemaatle yolculuk sırasında)
çölde kılar da rükû ve secdelerini tam yaparsa, o zaman (sevabı) elli
misline ulaşır."

- İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:

"Cemaatle kılanan namaz münferid kılınan namazdan yirmiyedi derece
üstündür." -"Yirmibeş derece" diye de rivayet edildi.-"

Buhari, Ezan 30, 31; Müslim, Mesacid 249, (650); Muvatta, Cemâ'a 1; Tirmizi,
Salat 161, (215); Nesai, İmamet 42. (2. 103).

- Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:

"Köyde olsun, kırda olsun üç kişi olur da orada cemaatle namaz kılınmazsa,
şeytan onlara galebe çalmış demektir. Size cemaatle namaz kılmanızı tavsiye
ederim."

Ebu Davud, Salat 47, (547); Nesai, İmamet 48, (2, 106).

Rezin şu ziyadede bulunmuştur: "Zira insanın kurdu şeytandır. Onu yalnız
yakaladı mı yer."

- Ebu Sa'iid radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm,
namazı kılıp bitirdikten sonra bir adam gelip namaza durdu. Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm: "Şununla namaza durup ticaret yapacak kimse yok mu?"
buyurdular. Bunun üzerine bir adam kalkıp onunla (ona uyarak) namaz kıldı."

Tirmizi, Salat 164, (220); Ebu Davud, Salat 56, (574).

- Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:

"Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin yarısını ihya etmiş
gibidir. Kim de sabahı da cemaatle kılmışsa gecenin tamamını ihya etmiş
gibidir."

Müslim, Mesacid 260, (656); Muvatta, Cema'at 7, (1, 132); Ebu Davud, Salat
18, (555); Tirmizi, Salat 165, (221).

- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:

"Kim kırk gün, iftitah tekbirini kaçırmadan cemaatle namaz kılarsa,
kendisine iki beraet yazılır; ateşten beraet, nifaktan beraet."

Tirmizi, Salat 178, (241).

- Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki:

"İmam zamin, müezzin de mü'temendir. Allahım, insanlarımızı irşad et,
müezzinlere de mağfiret buyur."

Ebu Davud, Salat 32, (517); Tirmizi, Salat 153, (207).

- Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki:

"Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ve işyerinde kıldığı namazından
yirmibeş kat daha sevablıdır. Çünkü, güzelce abdest alır, mescide gider. Bu
gidişte gayesi sadece ve sadece namazdır. Her adım atışında bir derece
yükseltilir, günahından da bini dökülür. Namazını kılınca, namazgahında
kıldığı müddetçe melekler ona mağfiret duasında bulunur ve: "Allahım ona
mağfiret et, Allahım ona rahmet et, Allahım onun tevbesini kabul et" derler.
Bu kimseye, orada eza vermedikçe, hadeste bulunmadıkça böyle devam eder."

Ebu Hureyre radıyallahu anh'a: "Hadeste bulunması ne demek?" diye
sorulmuştu: "Sesli veya sessiz yel bırakmadıkça!" diye açıkladı. "Sizden
biri, namazı beklediği müddetçe namazdadır."

Buhari, Ezan 30, Salat 87, Büyü 49; Müslim, Mesacid 246, (649); Muvatta,
Taharet 33, (1, 33); Ebu Davud, Salat 49, (559); Tirmizi, Salat 423, (603).

- Said İbnu'l-Müseyyeb rahimehullah anlatıyor: "Ensardan biri ölmek üzere
idi. Dedi ki: "Size bir hadis rivayet edeceğim. Bunu da sadece sevap
ümidiyle yapacağım. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ı işittim, şöyle
buyurmuştu:

"Biriniz abdest alır ve abdestini güzel yapar sonra da namaza giderse, sağ
adımını her atışta, bu adım sebebiyle Allah mutlaka ona bir sevap yazar; sol
adımını attıkça da her seferinde mutlaka bir günahını döker. -Öyleyse
(mescide) yaklaşsın veya uzaklaşsın- mescide gelir ve cemaatle namazını
kılarsa mağfirete mazhar olur. Mescide geldiğinde namazın birkaç rek'ati
kılınmış; birkaç rek'ati kalmış ise yetiştiğini cemaatle kılıp,
kaçırdıklarını da tamamlamışsa, keza mağfirete mazhar olur. Eğer mescide
geldiğinde namazı kılınmış bulur ve tek başına tamamlarsa yine mağfirete
mazhar olur."

Ebu Davud, Salat 51, (563).

- Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:

"Kim evinden temizlenmiş olarak farz namaz için çıkarsa, onun ecri, tıpkı
ihrama girmiş hacının ecri gibidir. Kim de kuşluk namazı için çıkar ve sırf
bu maksadla yorulursa onun ücreti de umre yapanın ücreti gibidir. Namaz
kıldıktan sonra araya lağv (dünyevi kelam) sokmadan kılınan iknici namaz,
İlliyyin (denen cennetin yüce makamın)da yazılıdır."

Ebu Davud, Salat 49, (558).

- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Beni Selime yurtlarını bırakarak
Mescid-i Nebeviye yakın bir yere gelip yerleşmek istediler. (Durumdan
haberdar olan) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:

"(Yürüdüğünüz zamanki) adımların sevabını hesaba katmıyor musunuz?" dedi.
Bunun üzerine yerlerinde kaldılar."

Buhari, Fezailu'l-Medine 11, Ezan 33.

- Hz. Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:

"Karanlıkta mescide gidenlere Kıyamet günü tam bir nura kavuşacaklarını
müjdele!"

Ebu Davud, Salat 50, (561); Tirmizi, Salat 165, (223)

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger