22 Eylül 2007 Cumartesi

Namaz Kılarken Halimiz…

Namaz Kılarken Halimiz…


“ namaz kılanlar, kıyamette olduğu gibi Allah’ın huzurunda saflar halinde dururlar, suale, hesap vermeye, yalvarmaya başlarlar.”

“ namazda gözyaşı dökerken ayakta durmak, kıyamet günü dirilerek kabirden kalkıp mahşer yerinde Allah’ın huzurunda ayakta durmağa benzer. Cenab-ı Hak k: “sana verdiğim bu kadar mühlet içinde ne yaptın? Ne kazandın ve bana ne getirdin?” diyecektir.”

“ Allah’ın huzurunda bunun gibi derde dert katan yüz binlerce haberler sualler gelir.”

“ namazda kıyamda iken, hitabı-ı ilahiden kul utanır, utancından ayakta iki büklüm olur, rükua varır. Çünki utancından ayakta durmağa gücü kalmamıştır.rükuda, Allah’ı tesbih ve her türlü noksan sıfatlardan tanzih ve tazim eder.”

Sonra o kula, Hakk’tan ferman gelir: “ başını kaldır da sorulan sualleri cevapla! “ denir.

“ kul utana sıkıla başını rükudan kaldırır, fakat dayanamaz; o günahkar, utancından bu defa yüz üstü yere kapanır.”

“ona bu sefer: “ secdeden başını kaldır da , yaptıklarından haber ver!.” Diye ferman gelir.”

“ o, bir kere daha utanarak başını kaldırır, ama dayanamaz, yine mahviyet içinde yüz üstü düşer.”

“ cenab-ı Hakk: “ tekrar başını kaldır da söyle; yaptıklarını inceden inceye sana soracağım! “ diye buyurur.”

“ Allah’ın heybetli hitabı, onun ruhuna öyle te’sir etmiştir ki, ayakta duracak mecal ve takati yoktur. Bu ağır yük sebebiyle ka’deye varır. Dizleri üstüne çöker. Cenab-ı Hakk ise: 1” haydi, söyle, anlat! Sana nimet vermiştim; nasıl kullandın? Şükrünü eda eyledin mi? Sana maddi ve manevi sermaye vermiştim; onunla neler kazandın? “ buyurur.”

“ kul yüzünü sağ tarafına döndürür; peygamberlerin ruhlarına ve meleklere selam verir. Onlara der ki : “ ey mana padişahları! Bu kötü kişiye şefaat edin; bu günahkarın ayağı da örtüsü de çamura battı.”

“ peygamberler selam veren kula derler ki: “ çare ve yardım günü geçti, gitti. Çare dünyada olabilirdi. Orada hayırlı işler yapmadın, ibadet etmedin, vaktini boş şeylerle öldürdün! “

“ kul bu defa yüzünü sola çevirir. Yakınlarında yardım ister. Onlar da : “ sus! Biz kimiz ki sana yardım edelim? Elini bizden çek; kendi cevabını Rabbine kendin ver! “ derler.”

Ne o taraftan ne de bu taraftan çare bulamayan kulun gönlü param parça olur. Herkesten ümidini kesmiş bir vaziyette iki elini açarak aciz ve boynu bükük bir halde dua, niyaz ve ilticaya başlar. Der ki: “ Allah’ım! Herkesten ümidimi kestim. Evvel ve ahir kulunun baş vuracağı, sığınacağı yegane sığınak sensin. Senin sonsuz rahmet ve merhametine sığındım.”

Osman Nuri Topbaş : İslam İman İbadet kitabından.

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger