15 Eylül 2007 Cumartesi

NAMAZDA HUŞU 46

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

اتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَأَقِمِ الصَّلَاةَ إِنّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَر وَلَذِكْرُ اللَّهِِ أَكْبَرُ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ

{2} بُنِيَ اْلإِسْلاَمُ عَلَى خمَسٍ :قَالَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم

NAMAZ

Değerli Mü’minler!

İmandan sonra İslâm’ın en önemli esaslarından biri olan namaz, Allah’a şükranda bulunmanın en güzel ifadesidir. Namaz beş vakit olarak inananlar üzerine farz kılınmıştır. Namaz imandan sonra İslâm’ın en önemli esaslarından biridir. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur “İslam beş temel üzerine kurulmuştur. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmaktır”[2].

Muhterem Müslümanlar!

Namaz insana daima Allah’ı hatırlatarak kalplere sorumluluk duygusunun yerleşmesine vesile olur. Her türlü kötülüklerden, haramlardan mü’minleri korur. Zira namaz Allah’ı hatırlatır. Allah’ı hatırlayan insan da fenalığa meyletmez ve kimsenin malına, canına, namusuna göz dikmez. Nitekim Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de bu hususu şöyle ifade etmektedir: “(Resûlüm) Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (İbadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir”[1].

İnsan, zaman zaman dünyanın aldatıcı lezzet ve meşgaleleri ile kulluk bilincinden uzaklaşabilir. Her şeyin hesabını Allah’a vereceğini, ölümü, cennet ve cehennemin varlığını unutabilir. İşte ruh ve beden bütünlüğü içinde kılınan beş vakit namaz da, bu gafleti yok ederek mü’minin bilinç ve iradesini canlı tutar. Bu itibarla namaz, Allah ile olan bağımızın sürekliliğini sağlar.

Aziz Cemaat!

Bunun yanında namazın temizlik ve vücut sağlığı bakımından insana pek çok faydalar sağladığı da bilinen bir gerçektir. Çünkü namaz kılan bir kimse abdest almak zorundadır. Bu ise günde birkaç defa hem maddî ve hem de manevî olarak temizlenmek demektir. Peygamberimiz (s.a.v) “Sizden herhangi birinizin kapısı önünde bir nehir bulunsa ve o kimse bu nehirde günde beş defa yıkansa kendisinde kirden bir şey kalır mı?” diye sormuş sahabilerin de: “Hiç kir kalmaz Ya Resûlallah” diye cevabını alınca: “İşte beş vakit namaz da buna benzer, Allah namazla günahları siler”[3] buyurmuştur.

Muhterem Müslümanlar!

Şartlarına riayet edilerek kılınan namaz, Yüce Mevla’mızın ifadesiyle kötülük ve çirkinliklere karşı kalkandır. Namazlarımızı bütün beden ve gönül varlığımızla Allah’a yönelerek huşu içinde kılalım. Namazda huşu; Yüce Rabbimizin huzurunda O’nun azametini kalbimizde hissederek, saygı dolu bir yönelişle bu ibadeti yerine getirmektir. Bu itibarla bir mümin, huşuyu engelleyebilecek her şeye karşı önlem almalı, namazda elinden gelen dikkat ve gayreti göstermelidir. Unutmayalım ki namazlarını huşu içinde kılan mü’minler huzura ererler. Samimiyet ve ihlastan yoksun, hele hele gösteriş ve riyanın karıştığı bir ibadetin, sahibine hiçbir faydası olmayacağı muhakkaktır.

O halde Allah Teâla’nın nimetlerine karşı şükrün ifadesi olan bu ibadeti güzelce yerine getirmeliyiz. Zira namaz bizim kulluk borcumuz ve Allah’ın huzurunda sorgulanacağımız ilk ibadetlerdendir. Bu kulluk borcumuzu îfa ederek Allah’ın rızasına ulaşmalıyız. Hutbemizi şuurlu bir şekilde namaz kılan mü’minlerin durumunu anlatan ayetlerle bitirelim. “Gerçekten mü’minler kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki namazlarında huşu içerisindedirler. Onlar faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler, zekatı verirler, iffetlerini korurlar…Ve onlar, emanetlerine ve verdikleri sözlerine riayet ederler. Onlar namazlarını kılmaya devam ederler”[4].

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger