4 Kasım 2007 Pazar

namazı anlamlandırmak

NAMAZ



Namaz mü-min miracı olarak bilinir. Bilinir derken bilinmesi, anlaşılması ve miracı, ancak şuur boyutunda (düşünerek) eda edebiliyorsanız miracı yaşarsınız.
Efendimiz Aleyhisselatu Vesselama miracında ümmetine hediye olarak verilen ve kulluğun gereği olan namazı farklı bir bakış açısı ile anlatmaya çalışalım inşallah.
Dedik ki; Namaz, miraçtır. O halde, yükselişe, vuslata, mekânsızlığa, varlığımızın özüne, Nur’u Muhammediyeye İhlas suresindeki Gulhü valla hu ahad ile, Fatiha suresindeki iyyakenağbudü ve iyyakenasdain hitaplarına gerçekten hazır mıyız? Evet diyebiliyorsak, kimin huzurunda olduğumuzun bilincinde miyiz?
Şuursal düşünce boyutunda bir Namazı eda edebilmek ve yaşamak için okuduğumuz Besmelenin, sure ve ayetlerin manalarını tâkliden değil de anlamlarını düşünerek eda etmeliyiz İNŞAALLAH.

Bu meseleyi daha cazip hale getirelim. Ellerinizi kaldırmadan diyorsunuz ki “niyet ettim senin rızan için bu günkü” örneğin; “öğle namazının sünneti” veya “farzına” dediğinizde kimin huzurunda olduğunuzun gerçekten bilincinde misiniz?

İşte burada biraz düşünmenizi tavsiye ederiz.
Eğer gerçekten bilinçli olduğunuza inanıyorsanız,

= Günah elbisenizle huzuruma gelmeyin emrini hiç duydunuz mu? Bununla ALLAH c.c. biz kullarını MİRACA (Namaza) günde 5 kez davet ederken günahlardan uzak durmamızı da hatırlatmaktadır.

= Tekbir alışımızla “Allahu Ekber” diyoruz. Allah c.c.’ın bir olduğunu, büyük olduğunu dilinizle söylerken nefsiniz ne durumda, kalbiniz kim veya kimlerle meşgul?
Hepimize Cenabı Hakkın bahşettiği öncelikle 5 Duyumuzdan dolayı gece gündüz, her an şükretseniz karşılığını ödeyemeyeceğiniz nimetlerdir bunlar.
O halde şuurlu ve ne yaptığınızın farkında olarak (Akıllı Namaz) Namaz’a niyet edip o hâl içinde de Namaz’ı eda etmelisiniz. Besmeleyi daha önce açıklamaya çalışmıştık. Sırada “SÜBHANEKE” var. Her “SÜBHANEKE” okuyuşumuzda diyoruz ki;

Sübhan olan Allah c.c.’ ım. Senin güzelliklerini görüyor ve onları yarattığından dolayı sana hamd ederim. Seni hamd ile tesbih ederim. Senin en güzel isimlerinin bereketi çoktur. Senin büyüklüğünün, senden gayrı olanlar farkındadır. Senden gayrı ibadet edilecek ilah yoktur. Diyoruz.

Bu manaları biraz açmak isteriz. Öncelikle senin güzelliklerinin ibaresine deyinelim. Hz. Ali (K.V.) efendimiz *Görmediğim Allaha c.c. ibadet etmem* demişti. Bir Kuran ayetinde, her nereye bakarsanız Allah c.c.’ın veçhini görürsünüz denilmektedir. Efendimiz (S.A.V.)’de Hâla Allah c.c.’ı görmüyor musunuz? Diyor. Bizler ise Namaz’ın başında okuduğumuz SÜBHANEKE’nin henüz baş tarafında manasını anlamadan, bilmeden, düşünmeden taklitçi güzelliklere takılıp gidiyoruz.
Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam Hz.’lerine gelene dek diğer Peygamberler Allah c.c.’ı göremezsiniz sistemi ile ümmetlerini imana davet etmişlerdir. Oysa FATIMATÜL ZEHRA annemizin eşi Hz. Ali (K.V.) Hz.leri görmediğim Allah c.c.’a ibadet etmem diyor. Sizler, bizler ne kadar büyük bir Peygamberin ve o Peygamberin halifelerinden biri olan Hz. Ali (K.V.) Hz.lerinin bıraktıkları İSLAM mirasını gerçekten anlayamadığımızı anlıyoruz.
Ardından sana Hamd eder ve Tesbih ederim diyoruz. Aynı anlamda Fatiha suresinde *Âlemlerin Rabbi olan Allah c.c.’a hamd olsun (Hamd ederim) diyoruz.
Muhterem kardeşlerim. Allah c.c. Hz.lerine Hamd etmek âcizane ne müthiş bir lütuf ve ne kadar büyük bir nimet. Âcizane diyoruz ki;
Allah c.c.’ ım senin hamdını yapmakta aciz kalırım. Senin hamdını tam manasıyla sen yaparsın diyoruz. Ne olur Allah c.c’ım bizlere gerçekten hamdını yapabilmeyi nasip et. Âmin
Ardından Allahc.c.’u Tealanın en güzel isimlerinin bereketi çoktur. Dikkat edelim esmaülhüsnayı sıradan okumak nedir? Anlayarak okumak nedir? Bereketi nerdedir?
Allah c.c.’ın sistemi diye anlatılan bu günkü modern bilim ve teknolojinin, zerrelerle ifade edilebilecek düzeydeki buluşlarının diğer bir isminin SÜNNETULLAH olduğunu biliyor muydunuz? Daha da özü seyrederken, hayranlıklarla pes doğrusu dediğiniz her ama her şeyin Allahü Teala Vetegaddes Hz.lerinin en güzel isim veya isimlerinin bileşimleri neticesi oluştuğunu duymuş muydunuz?
Demek oluyor ki Allahc.c’ın engüzel isimlerini sanki bir şiir kitabı okurcasına okuyup geçenlere yazıklar olsun deriz. Hiç değilse manalarını taklit yollu bile olsa araştırıp anlatınız.
ÖRNEĞİN; Bir insan düşünün. Bu insan hâkimlik görevini yapıyor olsun. *El Adl* ismi şerifi o insanda icraatını yapıyor demektir. Eğer bu insan güzel sanatla, şoförlükle, ekonomiyle vs. vs. işlerle de uğraşı veriyorsa düşünüp, araştırıp son noktayı koyma imkânını buluruz.

Hele hele birde maneviyatını takva yönüyle yaşayıp çeşitli zikrullahlarla da kendini daha da geliştirme yollarını seçmişse bu durumdaki insan şu ifadede olduğu gibi olacaktır. *ALLAH C.C İLMİ ÇALIŞANA, SERVETİ DİLEDİĞİME VERİRİM* diyor. Kardeşim sende ilme çalış versin inşallah cenabı-ı hak. Aç tavuk misali olmamaya gayret etmelisin.
Devamında ise ALLAH c.c.’ın büyüklüğünün kendinden gayrı olanların farkında oldukları belirtiyor…
—Geceleyin karanlıkta başınızı kaldırıp bir gökyüzüne bakın bakalım. Yıldız kümelerindeki geometrik şekillerin ve irili ufaklı yıldızların nasıl sıralandığını çözmeye çalışın; imkânınız var mı acaba?
—Bir nehrin doğduğu yere gidin sürekli akıp giden ama sonuçta bir dağın veya tepenin veya bir ovadan doğan bu nehrin suyu öğle büyük bir kudretin ve yaratıcının büyüklüğüyle olması gerekir. Zira, gece gündüz hiç durup dinlenme bilmeden, beklide dünyanın yaratıldığı ilk günlerden beri sürekli akıp giden nehirlerin nerden geldiğini düşünün bakalım.
Eğer cevabınız dünyanın derinliklerinden bir yerlerden doğuyor diyorsanız gerçekten yanılıyor olmalısınız. Dünyanın merkezinde malumunuz, lav tabakası bulunmaktadır. O halde sonsuz ve sınırsız bir güç kuvvet ve azamet sahibi olan Allah cc Hazretlerinden gayrsısının yaratıcılık gücünden başka bir şey olmadığını anlayacaksınız.

—İpek böceğini araştırın.
—İnsan DNA’larını araştırın.
—Bal arılarını araştırın.

—Vücudunuza önce dıştan bakın; sonra iç organlarınızın nasıl bir uyum içinde çalıştıklarını düşünüp anlamaya çalışın. Allah c.c.’ın büyüklüğünü ve sanatının ne kadar mükemmel olduğunu göreceksiniz.
SÜBHANEKE’nin son ibaresi *Senden gayrı ibadet edilecek ilah yoktur’a* gelince SÜBHANEKE’nin anlamını bu ifadeye gelene dek şöyle bir kafamızda toparlayacak olursak, anlatılanları kavrayabilmişsek, her halükârda Allah c.c.’dan gayrı bir ilahın olamayacağını pek açık ve net bir şekilde anlamış oluruz. Yüce Allah c.c. ümmet-i Muhammed’e (S.A.V.) Akıl, şuur ve anlayış kabiliyeti versin inşallah. Amiiin.

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger